BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 29 Ekim 2013

90. yılda büyük kucaklaşma

Türkiye Cumhuriyet'inin 90'ıncı yılı kutlu olsun. Cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlandırmasını sürdürmesini ve çağdaşlaşma hedefleri doğrultusunda çok daha büyük mesafeler kat ederek, 100'üncü yıla ulaşmasını diliyorum.
Türkiye, 90 yılda nereden nereye geldi ve nereye yürüyor? sorularına birlikte cevap arayalım:
Cumhuriyet bir rejim demokrasi ise cumhuriyetin İNSAN RUHUNA VE YAŞANTISINA EN GÜZEL uygulanış şekillerinden biridir.
Atatürk'ün "Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Cumhuriyeti kurduk. 10 yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır" sözleri, Cumhuriyet ilanı ile her şeyin bitmediğini ve gelişme içerisinde olunması gereğine işaret etmektedir.
Bu sözleri merkeze alırsak, Cumhuriyet demokrasi yolunda alınacak mesafenin en önemli mihenk taşıdır Cumhuriyetimiz 90 yılda, iki çeşit iktidarı yaşadı. Birincisi bürokratik iktidar dönemi.
Bürokrasiyi halk seçmez. Atama ile gelirler.
Halkın vergileri ile halka hizmet etmekle mükellef oldukları halde halka tepeden bakarlar. Ülkemizde bilhassa tek parti ve milli şef dönemlerinde ülkeye bir bürokratik iktidar hâkim olmuştu. 1938 yılından 1950 yılına kadar bürokratik bir iktidar dönem yaşandı.
Bu süreç, CHP'nin tek parti yönetimi, yani İnönü dönemi, adı
Cumhuriyet olan ama 'milli şeflik' ifadesiyle fiilen otoriter bir rejimin işletildiği bir zaman dilimine işaret ediyordu.

Menderes-Özal-Erdoğan

Türkiye'de, "Cumhuru gerçek anlamda Cumhuriyetle buluşturan" 1. dönem, 1950-1960 arasında, 2. dönem, merhum Özal'ın yaşattığı kısa sürede ve 3. dönem 2002'de Erdoğan'la başlayan süreçte yaşandı.
1950'de siyasi olarak çok partili sistemle demokrasiye geçildikten sonra da halkın oylarıyla gelen Adnan Menderes hükümetlerini devirmek için tek parti döneminin değer, amaç ve iktidar paylaşımını devam ettirmek isteyen bürokratik kadro ellerinden geleni yaptı.
1960-2000 yılları arasındaki, 40 yılda, milletimiz, Cumhuriyetin ve demokrasinin yanında yer almaya kalkışsa bile, muhtıralar, darbeler, darbe teşebbüsleriyle, demokrasiyi askıya almaya çalışanlar, Cumhuriyetin demokratik bir cumhuriyet olmasını devamlı engelleyenlerle karşılaşmıştır.
Türkiye'nin önündeki altın yıllar, koalisyonlar, zayıf hükümetler, kesintiler arasında heba edilmiştir.
Ama ne var ki DEMOKRASİ kaçınılmaz bir süreçtir.
Cumhuriyetin "demokratik cumhuriyet" haline getirmekte bir milat, halkın kazandığı sosyal-siyasal-kültürel gelişme sonucunda 2002 yılında gerçekleşti.
Devlet-millet kucaklaşmasının en güzel örnekleri iki kez yaşandıktan sonra, 2002 yılı sonrasındaki üçüncü dönemde, cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması hamlelerine sahne olmaktadır.

Yeni hedef 2023

Türkiye Cumhuriyeti'nin, 100. kuruluş yıldönümü olan 2023'e giden süreçte yeni hedef; TAM DEMOKRATİK CUMHURİYETE ulaşmaktır.
Halkımız, bir taraftan, 90 yılda tam demokratik Cumhuriyet'e ulaşma olgunluğuna erimiştir.
Diğer taraftan, Cumhuriyeti korumayı amaç bilen Türk vatandaşlarımızın, Türkiye'nin demokraside, siyasette, ekonomide, dış politikada ve bütün alanlarla dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline gelmesi için çalışması, en büyük teminatımızdır.
Atatürk'ün "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet değerleri, etrafında her geçen gün daha güçlü bir şekilde kenetlenilmekte, Cumhuriyet'in 100 yılına büyük bir heyecan, coşku, duygu birliği, ortak bağlarımızı daha da güçlendirerek yürümekteyiz.