BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 5 Eylül 2013

Çiller darbecileri şaşkına çevirebilir

27 Eylül'de Cuma gününe dikkat. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir ifade alma işleminin, Türk siyasetinde bomba gelişmelere yol açacağına yönelik bazı haberler kulağıma geldi.
İstanbul'daki bomba gelişme, İkametgâh adresi İstanbul olan Tansu Çiller'in beyanları için gönderilen tebligat, Yeniköy adresine ulaştı. 28 Şubat döneminin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in "Ben bu konuda üzerime düşeni yapacağım.
Elimde bu konuda çok güçlü bir arşivim var.
Tarihe ışık tutacak bir çalışma yapılıyor''
demesi özellikle hatırlatılarak, müşteki olarak vereceği yeni bilgilerle bazı detaylara yöneleceği düşünülüyor.
Çiller'den detaylar: 28 Şubat'ta Batı Çalışma Grubu'nun tek hedefi Tansu Çiller'i siyaseten bitirmekti. Çiller siyaseten bitirilirse, Doğru Yol Partisi bitirilecektir. Böylece Refah-
Yol hükümeti düşürülecektir. Amaç buydu. 28 Şubat ezber bozan bir darbedir. Ancak bu darbenin diğer darbelerden 2 farkı vardır.
Birincisi bu darbenin kesit olmayışı, bir süreç oluşudur. Bir tarihte başlayıp, bir tarihte bitmemiştir. İkincisi ise bu darbe topla tüfekle yapılmamış olmasıdır. Sincan'da tanklar yürümüştür. Ama Meclis'e kilit vurulmamıştır. Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) darbe planlarıyla ilgili duyum aldıktan sonra Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'yı uyardım. 'Yanlış yapıyorsunuz.
Demokrasilerde böyle girişimler olmaz. Bu girişimlerinizi sona erdirin. Ben elimden geldiği kadar bunu önlemek için mücadele edeceğim' dedim. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını görevden almak istedik.
Merhum Erbakan'la görüştük ancak, 'Demirel imzalamaz'
dedi.
Merhum Başbakan Erbakan, Başbakanlığı bıraktı. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Demirel'in engeline takıldık. Demirel'in bu girişimi darbe hazırlığında olan askerin önünü açtı. Bir iktidar kurma çabası içerisinde olan çoğunluk, ikna odalarında, bir diğer azınlığa karşı, korku, şantaj, ikbal vaadi ile korkutuluyorsa orada demokrasiden bahsedilemez. Çoğunluğu belirleyen millet iradesidir. Siz o çoğunluğu azınlığa çevirirseniz ve bunu da Meclis iradesiymiş gibi göstermeye çalışırsanız ileri demokrasiyle bağdaşmaz. O dönemde partimizden 60 kişi istifa etti. İstifa etmeleri için baskı yapıldı. Akabinde de süreç tamamlandı partim dağıldı."
Darbenin Türkiye'ye maliyeti 251 milyar lira olmuştur. Bu rakam o günün milli gelirinin yaklaşık 1,5 katına tekabül ediyor. Birçok insan işsiz kaldı. Bir dönem demokrasi dışı yöntemlerle ve milletin Meclis'e yolladığı aritmetik tahrip edilerek milletvekili ikna odaları kurularak, milletvekili transferleriyle yeni hükümet kurdurulmuş ve bizim içinde bulunduğumuz hükümet düşürülmüştür.
Bu süreç içerisinde üzüntüyle görülüyor ki o dönemin hükümetinin özellikle Doğru Yol Partisi kanadı, hedef seçilmiş. Birinci amaç olarak DYP'yi çökertmek için Batı Çalışma Grubu kapsamlı bir çalışma sürdürmüş. Bunu yapmak için bu partinin genel başkanını o dönemde örtülü ve doğrudan yıpratabilmek için her türlü haber ve imkânın kullanılması gerektiğini birinci amaç olarak belirlemişler.
Yine bu sürecin sonucunda Refah Partisi kapatıldı. Sonuç itibariyle hükümet düşürüldü.
Savcı Mustafa Bilgili farkı
28 Şubat davasının çok önemli bir savcısı var. Mustafa Bilgili'nin, Genel Kurmay Kozmik Oda'ya giren bir yetkili savcı da olduğunu unutmayalım.
Bu önemli ayrıntıya eski Başbakan Tansu Çiller'de dikkat çekmişti: Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, 28 Şubat sürecine ilişkin geniş kapsamlı bir çalışma yapmış, bu çerçevede özellikle bizimle ilgili çok ciddi mağduriyet unsurları görmüş. Kendisini dinlerken, gerçekten yapılan çok geniş kapsamlı bir soruşturma ve bir çalışma sürecini anladım...

SONUÇ: Kozmik odada özel çalışma yapan Hakim Kadir Kayan'da halen Yargıtay üyesi olarak görevini sürdürüyor.
Hâkim Kadir Kayan ve Savcı Mustafa Bilgili, 28 Şubat'la ilgili, çok gizli belgeleri Kozmik Oda'da okumuş olabilirler mi? Bu açıdan 28 Şubat davası dikkatle takip edilmeli... Bazı sürprizler olabilir....