BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Nisan 2013

Türkiye için kritik seçimler

Yüzyıl önce nerede idik?
Yüzyıl sonra neredeyiz?
Bir başka deyişle, 1913 yılı sürecinde ne yapıyorduk? 2013 yılı sürecinde nereye koşuyoruz?
Türkiye'nin geleceği için artık son derece kritik bir evredeyiz.
Nasıl, yüzyıl önce 1913 Balkan savaşları, 1915 şanlı Çanakkale direnişi, 1918 Birinci Dünya Savaşı'nın kahredici çemberinden çıkarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun ruhundan milli kurtuluş hareketiyle bir bağımsız Türkiye devleti çıkartmış isek, bu günlerden itibaren 500 gün içinde Yeni Türkiye'nin gelecek 10-15 yılını şekillendirecek bir siyasal takvimi yaşamaktayız. 2023 Türkiye'sinin omurgası belirleyecek siyasal takvim, 2014 yılını iç siyasetin miladı olarak gösteriyor.
2014 yılı parantezini birlikte açalım:
Türkiye, en kritik seçimlerine hazırlanıyor.
330 gün sonra mahalli seçimler, 450 gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak.
Bu hassas dönemeçlerin en önemlisi, yeni anayasa için halk oylamasının ne zaman yapılacağı.
Bu yıl Kasım ayında da olabilir. Olmazsa, 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimiyle beraber sandığa gidebilir.

Başkanlığa geçiş

Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmalarına son verilmesi durumunda AK Parti, başkanlık sistemini içeren kendi teklifini Meclis'e getirecek ve uzlaşı arayacak. Bulunduğumuz ortamda, hem CHP'nin hem de MHP'nin AK Parti ile uzlaşarak anayasa yapma ihtimali zayıf.
Bu durumda AK Parti ile BDP'nin ne yapabileceği sorusu akla geliyor?
AK Parti içinde ise, BDP ile ortak Anayasa yapma konusunda tereddütler bulunuyor.
Anayasa değişikliği için en az 330 oy gerekiyor. AKP'nin halen 326 milletvekili bulunuyor. AK Parti, eksik olan 4 oyu bağımsızlardan temin edip 330 oyu bulabilirse, Anayasa değişikliğini referandum kapısını da açarak gerçekleştirmeyi deneyecek.
Muhalefet yeni anayasa yoluna 2013 yılında kilitlerse ne yapılabilir?
AK Parti ve Başbakan Erdoğan, bir başka formülü gündeme sokmaya muktedir görünüyor. Başkanlık sistemine içermezse, 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Yeni Anayasa halkoyuna sunulacak. "Başkanlık sistemine'' geçiş için ortam uygun olursa, Yeni Anayasa 2015 yılı Haziran ayında yapılacak milletvekili seçimlerinde paralel sandıkla gündemimizde olacak.
Başbakan/Başkan Tayyip Erdoğan'ın 2015 siyasi kadrosunun 2 önemli görevi var.
1- Türkiye'nin yüzyıllık iç siyaset prangalarını kırmak.
2- Soğuk savaşın eseri dış siyaset prangalardan Türkiye'yi kurtarmak.
Türkiye tarihi virajı geçerken, at değiştirmenin sıkıntı yaratacağını hiç unutmadan bazı değerlendirmeler yapabiliriz. Bülent Arınç ve Ali Babacan, "üç dönem sonra aday olmama" konusunda alınan kararının sonucu olarak, aktif siyasetten çekileceklerini belirttiler.
Babacan gibi genç, uzmanlaşmış, küresel güç odakları tarafından yakından tanınan bir siyaset adamının, aktif politikadan çekilmesine gönül razı olamıyor.
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Babacan için, "Çok genç ama 11 yıldır bakanlık yapıyor. Küresel ekonomiye yön verenler içinde böyle bir örnek yok. Türkiye'nin ekonomik başarısında bu istikrarın aslan payına sahip olduğu bir gerçek" demişti.
Yıllardır Türk siyasetinde, "vicdanın, doğru sözün" timsali Bülent Arınç'ın 2015'te siyaset dışında kalması bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Arınç'ı, bir Manisalı olarak 1980'li yıllardan beri tanıyorum.
"Türk siyasetinin bir hafızası" olan tecrübeli siyasetçi Arınç'ın özellikle, kabineye girdiği andan itibaren yaptıklarına bakacak olursak, "Kamuoyunu doğru okuyor. Gördüğünü açıkça söyleyebiliyor.
AK Parti'nin vicdanı ve Sağduyunun sesi" olarak kendini sevdiriyor. Siyasette iyi yetişmiş, uzmanlaşmış, tecrübe kazanmış AK Parti kadrolarının önemli bir bölümünün tarihi bir virajda aktif siyasetten çekilmesi, bir kayıp demektir.