BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 31 Ocak 2013

Küresel hedefler ve üç çocuk

Türkiye'nin küresel aktör olma hedefi vardır. İstikrarlı bir büyüme sağlayıp hem bölgede hem de dünyada barışın tesis edilmesini küresel bir vizyon olarak ortaya koymaktadır. Klasik strateji uzmanlarına göre, sürekli kalkınan ve büyüyen bir devletin, bu özelliğini hava, kara ve deniz güçleriyle destekleyerek uzak bölgelerde de hareket kabiliyeti kazanması durumunda bir dünya gücüne evirilmesi muhtemeldir.
Günümüzde bu üç klasik hareket kabiliyetine uzay ve bilgi teknolojilerini de ekleyebiliriz.
Nitekim TÜRKİYE, bir taraftan dünyada en çok büyüyen ülke olurken, diğer taraftan uzaya roket gönderme, nükleer enerjiyi kurma ve uçak gemisi sahibi olma, 150 milyon yolcu kapasiteli havalimanı inşa etme planlarıyla küresel vizyonu olan bir devletin hamlelerini gerçekleştirmektedir.
Türkiye'nin yeni diplomatik vizyonu tam da yeni oluşan böyle bir süreci yönetmek için oluşturuldu.
Bir yandan Türkiye bu yeni dil ile Avrasya'da etkili konuma gelmek, diğer yandan Afrika'ya yönelirken, Avrupa Birliği'nin zayıflamış olmasından hareketle yeni güç dengelerini kuşatmak istemektedir.
Balkanlardan Kafkasya'ya, Asya'ya, Ortadoğu'dan Afrika'ya kadar küresel ilişkilerini bu vizyona yönelik olarak ortaya koymaktadır.
Peki, Türkiye'nin küresel vizyon koymasının ardındaki gerçek nedir?
BİR:
Jeostratejik konumu
İKİ: 75 milyonu geçen ağırlığı genç olan nüfusu,
ÜÇ: 2002'den beri istikrarlı bir dönem ve küresel vizyona sahip Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan'ın varlığı, DÖRT: 2023 hedefiyle, dünyanın onuncu ekonomisi olma gerçeği ve heyecanı.

GENÇ NUFUS VE VİZYON
Türkiye'nin son 10 yılındaki büyük sıçramasına göz gezdirelim. "2002 yılında, dünyanın 22 incisi iken, bugün 17'nci büyük ekonomisi, 2023 yılında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alacak.
Türkiye, geçtiğimiz 10 yıl içerisinde 3 kat büyüdü. Gayri Safi Milli Hâsılası (GSMH) 2002 yılındaki 180 milyar dolardan, 2012 yılında 800 milyar doların üzerine çıktı. 2023'te 2 trilyon dolar olacak.
Kişi başına düşen gelir ciddi arttı. 2 bin dolardan 10 bin dolara çıktı. 2023'te 25 bin dolar olacak. Aileler artık kendilerine ve çocuklarına daha iyi bir hayat verebiliyor. İhracat, 36 milyar dolardan 150 milyara yükseldi.''
Böyle bir Türkiye ne yapamaz ki?"

NEDEN ÜÇ ÇOCUK?
Nüfusumuz, 1 Ocak 2013 itibariyle 75. 6 milyon olarak açıklandı. Genç nüfusumuzun Türkiye'nin küresel vizyonu ile yakın ilişkisi vardı.
Başbakan da bu gerçek ışığında, üç çocuk kampanyasını başlatmıştı.
Ortanca yaş ağırlığının yüzde 29,7'den yüzde 30.1'e çıkması, uzun süredir 3 çocuk isteyen Başbakan Erdoğan'ın haklılığını ortaya çıkardı. Başbakan, üç çocuk kampanyasını neden yapıyordu?
Ülkemizde şimdilik genç nüfus konusunda sıkıntı olmadığı için, gelecekte de olmayacağı düşüncesi yaygın bir kanaatti. Oysaki bu mesele çok ciddi ve üzerinde önemle durulması gerekiyordu. Yakın gelecekte bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmak isteyen Türkiye'nin bu konuyu ihmal etmesi kabul edilemezdi. O yüzden, Türkiye'nin geleceğini şekillendirme pozisyonunda olduğundan konuşuyordu. Halkı bilinçlendirmeye çalışıyordu.

SONUÇ: Amerika'daki istihbarat birimlerinin çatı kuruluşu olan Ulusal İstihbarat Direktörlüğü'ne bağlı, Ulusal İstihbarat Konseyi tarafından hazırlanan "Küresel Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar" raporunda, Türkiye üzerine öngörü şöyleydi:
''Dinamizmi giderek artan bir orta ölçekli güç olan Türkiye'nin rolü sıkça gözden kaçırılıyor. Türkiye, Ortadoğu'da ve Orta Asya'da kilit bir aktör olacaktır.''
Çok doğru... Türkiye genç nüfusu, zengin tarihi kültürel yapısı ve geleceğin madenlerine sahip olma (Bor ve Toryum) özellikleriyle dünyanın en gözde ülkelerinden birisidir.
Bu tablo karşısında, "100 MİLYONLUK GENÇ TÜRKİYE"nin, küresel aktör olarak dünya ekonomi ve siyaset alanında söz sahibi olmasının önüne; artık, eskiyen güçler geçemeyecektir...
"Genç Türkler geliyor.''