BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 22 Aralık 2012

Yeni dünya düzeni 2020'de yerine oturur

"Yeni Dünya Düzeni" kuruluş çalışmaları,1990'lı yıllarda başladı, bu düzen, esas olarak Sovyetler Birliği'nin yıkılışı ve eski Sovyet cumhuriyetlerinin dünya ekonomisine eklemlenmesini içeriyordu.
Ve 2001'den sonra hız kazandı.
Yeni bir düzeni kurulurken dünyanın çeşitli bölgeleri siyasi, ekonomik ve askeri güç açısından yeniden şekilleniyor.
Balkanlar ve Kafkasya'da stabil durum gelişirken, Ortadoğu'da fırtına hızını sürdürüyor.
Birinci dünya savaşıyla çizilen siyasi sınırlar bazı değişikliklere uğrarken, yeni düzen sınırlarının bir hapishane duvarı gibi olmayacağı kendini gösteriyor.
MİT eski daire Başkanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, 2010'da, "Yeni Dünya Düzeni" isimli kitabını yayınlamıştı. 2013 yılına girerken, dünyanın nereye doğru gittiğini Mahir Hocam, TAKVİM okurları için analiz etti:

2020 YILI ÖNGÖRÜSÜ
* Yeni dünya düzeni ne zaman oturur ve Türkiye'nin pozisyonu ne olur?
2020 yılında oturur. Bu düzenin üç önemli aktörü olacaktır: Tayyip Erdoğan, Obama ve Putin. Obama, 2016 yılına, Putin 7+7 yıl olmak üzere 2026, Erdoğan'da 5 artı 5 olmak üzere 2024 yılına kadar dünya politikasında önemli aktör olur.

* 1989'da Berlin duvarı yıkılınca, Sovyetler çökünce ne düşündünüz?
SSCB dağıldıktan sonra nasıl bir denge kurulacağını merak ettim. Ama önce bu dağılmanın sebebini aradım. Yeni dengenin yine ABD ile Rusya arasında kurulacağı sonucuna vardım.Yaşanan ekonomik kriz beklenmeyen bir olay değildi ve küresel sermaye bu krizle bertaraf ediliyordu. Bu krizden iki gücün zararlı çıkacağını ifade ettim. Küresel sermayenin yeni üssü olarak belirlenen Avrupa ve sermayenin asıl kaynağı olan Çin, etkisini kaybedecek ve ABD ile Rusya iki büyük güç olacaktı.

* Son 10 yılı nasıl okuyorsunuz?
Küresel sermaye siyasal açıdan etkin olduğu dönemde AB'nin ve Çin'in yeni güç odağı olmasını, buna karşılık Rusya'nın etkinliğini kaybetmesini, ABD'nin bu güçler arasında yer almasını planlıyordu. Nitekim önümüzdeki on yıl içinde Çin'in ekonomik ve askeri açıdan ABD ile boy ölçüşebilecek düzeye varacağı söyleniyordu. Bu stratejiye karşı ABD ve Rusya kendi stratejilerini geliştirdi. Yaşanan iktisadi kriz, bana göre planlanmış bir gelişmeydi, küresel sermayeyi etkisiz hale getirdi. Şu anda bu krizin Avrupa'daki etkileri aynen sürüyor''

10 yıl önce, Türkiye'nin geleceğini nasıl gördünüz?
ABD ve Rusya dengesine bakarak, jeostratejik konumumuzu ortaya koyunca, Türkiye'nin bölgesel güç haline geleceğini görmüştüm. Nitekim 2002'de demokratik bir hareket olarak AK Parti'nin çıkışı ve istikraraın yakalanması öngörümü doğruladı.
2020'lere giderken, ABD ve Rusya'nın istinat noktası bölgesel güç Türkiye'dir.

* Putin İstanbul'a geldi ama pek fazla bilgi sızmadı. Arka plan nasıl?
Çok boyutlu görüşmeler oldu. Rusya ile ilişkilerimizde bir denge kurulmuştur. Erdoğan ve Putin, bunun sağlam temellere dayanmasını sağlıyorlar. Türkiye Balkanlarda ve Kafkasya'da etkinliğini artırıyor. Bunun Rusya'ya karşı kullanılmayacağını Putin bilmektedir. Enerji işbirliği, hem bölge hem de Türkiye'nin dünyanın onuncu ekonomisi haline gelmesi için hayati bir konudur.
Gelecek garanti altına alınmıştır.

* Arap Baharı için TAKVİM'e yaptığınız öngörüler aynen çıktı. İş şimdi nereye gidiyor?
Libya'daki olayları değerlendirirken sırada Suriye'nin olduğunu söylemiştim. Hürmüz boğazına dikkatle bakın. İran üzerindeki gelişmeleri dikkatle değerlendirin. Suriye olayının, tüm dünyada çok etki yaratması gücüyle açıklanamaz. O dünyadaki bu değişimin bir parçası olarak rol oynamakta.

* Mahir Hocam, Irak çok karışık?
Irak federatif bir yapıya dönüştü. Kuzey Irak yapısı, ülkemizle yakın ilişki içinde olacak.
Türk-Kürt entegrasyonu, yeni dünya düzeninin mihenk taşlarından birisi olacaktır.
Bu gelişmeden çok rahatsız olan var.

SONUÇ:
ABD, Rus ve Avrupa istihbarat örgütleri ve stratejik kuruluşlarının, 2030'larda Türkiye'nin geleceğini okuyan raporları gerçekleri ifade etmektedir. Türkiye, yakın coğrafyanın etkili bir oyun kurucusu.
Coğrafyamız yeni dünya dengesinin inşasında rol almamızı sağladığı gibi, 21. Yüzyılın Türklerin yılı olacağını haber vermektedir.