BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 9 Mayıs 2011

Amerikan Büyükelçi'sinin dilinin altında ne var?

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone, gelişi kadar yaptığı konuşmalarla ve ziyaretlerle de dikkati çekmeyi sürdürüyor.
Son olarak, adli operasyonların devam ettiği sırada, İzmir Belediye Başkanı'nı ziyaret etmesi ve ardından bir soru üzerine yaptığı açıklama, ilginç değerlendirmeleri arkasından getirdi. Büyükelçi Riciardone'nin dilinin altında ne var dedirten açıklaması şöyle oldu: "Soğuk savaş bitti, Sovyetler dağıldı. Yeni dönemde farklı zorluklar var, fanatizm, terörizm gibi. Bu günlerde, bu tehditlerle çok da fazla askeri biçimde savaşmıyoruz. Yeni dönemde, askeri üslere olan ihtiyaç, eskisi kadar fazla değildir.
Burada ABD'nin fiziksel varlığının olmasına gerek yok." "Askeri üs" deyince, ilk anda İncirlik üssü akla geliyor. Elçi'nin sözleri, "İncirlik eskisi kadar önemli değil" manasında olabilir mi?
Usame Bin Ladin'in ortadan çekilmesi sonrasında Amerikan'ın, yeni düşmanı kim olacak?
Ortadoğu projeleri nereye varacak? Soruları akıllarda iken, Amerikan Elçi'sinin, "Üsler eskisi kadar önemli değil" demesi ne manaya geliyor olabilir?

ÖZDEN SANBERK'İN ANALİZİ
Dışişleri Bakanlığı eski Müsteşarı ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Büyükelçi Özden Sanberk, gelişmeleri yorumladı:
"Türkiye artık Soğuk Savaş yıllarındaki Türkiye değildir. Bu değişim ve gelişimin doğru okunması ve Türkiye'nin buna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin de diğer müttefik ülkeler gibi ABD ile çıkarlarının tamamen örtüşmediği konular olabilir.
Bu gayet doğaldır. Ancak her iki ülkenin birçok konuda ortak çıkarlarının olduğunu görmek ve bu alanlarda işbirliğini genişletmek ve geliştirmek temel bakış açısı olmalıdır.
Türkiye ayrıca Ortadoğu'ya açılmış ve daha önce sorunlar yaşadığı ülkelerle ilişkilerini geliştirmiştir. Bölge barış ve istikrarı için gösterdiği çabalar Ortadoğu ülkeleri arasında saygı uyandırmıştır. İsrail ile son dönemde yaşananları bir kenara bırakırsak, Türkiye hemen her konuda ve sorunda farklı etnik ve mezhebe mensup grupların güven duyarak başvuracağı bir kolaylaştırıcı ve arabulucu ülke olarak görülmektedir. Geçtiğimiz yılın rakamlarına bakılırsa Ortadoğu halklarının %75 Türkiye hakkında olumlu fikirlere sahiptir.
Bugünlerde özelde Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyası, genelde ise dünyanın tamamı büyük bir değişim dalgası ile karşı karşıyadır.
Bu noktada Türkiye ve ABD kilit bir rol oynayabilir. Türkiye ve ABD'nin beraber atacakları adımlar, Ortadoğu halklarının güvenli bir geçiş dönemi ile kendi sesleri ve düşüncelerini daha iyi yansıtabilen hükümetlere kavuşmalarına büyük katkılarda bulunabilir."

BÜYÜK STRATEJİ

Ortadoğu'nun bölgesel aktörü konumunda bulunan Türkiye, Usame sonrası Amerikan politikalarının yeni gelişmelerini çok dikkatli şekilde takip ediyor.
Obama'nın, 2012 yılında yapılacak Başkanlık seçimini büyük olasılıkla kazanması düşünülürken, Obama'nın "büyük stratejisine" dair önemli ipuçları değerlendiriliyor.
Yeni Amerikan politikaları üzerinde fikir jimnastiği yapan Türk stratejistleri, olası konuları Takvim'e şöyle anlattılar: "Usame artık yok. ABD'nin dikkati Ortadoğu'nın uzantısı olarak dünya ekonomisinin gerçek merkezi ve deniz trafiğinin en yoğun olduğu Doğu Asya'ya kayacak. En önemli hedef ortadan kalktığı için, ABD ve Pakistan arasındaki ilişkiler normale dönecek. Pakistan ile ilişkiler artık eskisi kadar stresli olmayacak.
Pakistan'ı dost gören Türkiye için de önemli bir pozisyon bu.
Afganistan'da ABD sivilleşme adına daha aktif olacak. Taliban'la görüşmeler tırmanacak. Kabil'deki hükümete anlaşmaya varılması için daha çok inisiyatif verilecek.
2014'de Amerikan askerlerinin çekilmesi imkân dahilinde gözüküyor. İslam ülkelerindeki demokrasi çalışmalarında Türkiye daha aktif olma şansı yakalayacak.
Ortadoğu'nun 3 kilit ülkesi, Türkiye-İran-Suudi Arabistan (Mısır) Ortadoğu'nun yeniden inşasında daha karışık temas ve planlara dahil olacak.
Amerikan'ın teröre karşı savaşı Yemen ve Somali'ye kaydırma olasılığı yüksek görünüyor."