BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Nisan 2011

Tarihi dostluğun yeni kapıları

Türkiye ile İran arasında açılan Kapıköy sınır kapısı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Van havaalanında bekleyen özel uçakla İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber el Salihi ile beraber İran'a gitmesi, iç siyaset haberleri arasında gereken analiz ve yorumlara konu olmadı.
Türkiye-İran ilişkilerini konuştuğum stratejistler, bu iki olayın aslında son derece anlamlı olduğunu ve özellikle Amerika ve İngiltere tarafından çok dikkatli bir şekilde takip edildiğini ve analizler yapıldığına dikkat çekti.
Turguie Diplomatigue yayıncısı uluslararası ilişkiler uzmanı Ömer Özkaya, bu iki olayın, komşularıyla sıfır sorun politikasıyla bölgesinde barış havzası oluşturan Türkiye, İran ve Azerbaycan ile yeni ve tarihi bir sayfayı daha açma hamlesi olduğunu vurgularken, Türkiye ile İran arasında yaklaşık 400 yıldır hiç değişmeden duran sınırdan dünyaya yeni mesajların verildiğini düşünüyor. Ömer Özkaya, iki kilit ülke Türkiye ve İran'ın Ortadoğu'nun yeniden inşasında hassas bir dengeye işaret ettiğini belirtti, bazı analizler yaptı: İran ve Türkiye, gerek jeopolitik konumları gerekse tarihi mirasları, nüfusları ve zengin kültürleriyle çok eskiden beri Ortadoğu bölgesinin kilit ülkeleri olma özelliklerini korumuşlardır.
ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra Ortadoğu'daki dengeler tamamen değişmiştir. Ortaya çıkan huzursuzluklar bölge ülkelerinin eskisinden daha fazla işbirliği yapmaları ve yakınlaşmaları gereksinimini beraberinde getirmiştir. Bu nedenden dolayı, son dönemlerdeki İran ve Türkiye ilişkileri bölge dengeleri açısından daha çok önem kazanmıştır."

PKK VE NÜKLEER

Türkiye'nin , Irak bağlamında "PKK'yı tasfiyeye yönelik projesine'' ağırlık verdiği sırada, İran faktörünün de dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden analistler, yorumlarını sürdürdüler:
Ortadoğu'daki istikrarın sağlanması ve Kuzey Irak bölgesindeki sorunun çözüme kavuşturulması için kilit öneme sahip bu iki ülkenin farklı alanlarda işbirliğine gitmesi olmazsa olmaz bir unsur haline gelmektedir. Ortadoğu'nun yeniden inşa edildiği sırada bölgede güçlü bir Türkiyeİran ilişkisi ABD'nin amacına hizmet etmese de, özellikle Kuzey Irak ve Irak politikasına ilişkin ortak düşünce, iki ülkenin yumuşak karnı olarak nitelendirilebilecek olan PKK terörünün bölge coğrafyasında kırılması Türkiye ve İran'ı birbirlerine daha da çok yakınlaştırmıştır."
Nükleer İran, bir tehdit olarak algılanmalı mıdır? sorusu akıllarda.
Son zamanlarda dünya gündemini en çok meşgul eden başlıklar arasında İran'ın nükleer programı yer aldığını belirten analistler, bazı detaylar verdi: Batı ile çok sıcak ilişkileri olmayan İran'ın bu alanda Türkiye önemli bir aktör olarak devrede bulunmaktadır. İran'ın Rusya ve Çin ile büyük çaplı bir işbirliği halinde olması da Batı dünyasını tedirgin etmektedir.
Burada Türkiye denge güç olarak bir pozisyona doğru gelmiştir."
İran'ın batı dünyasının önyargılarını gidermeye çalışmakta Türkiye'nin desteğine ihtiyacına dikkat çekildi, yeni pozisyonlar değerlendirildi: Türkiye her ne kadar İran'ın nükleer programından doğrudan bir tehdit algılamasa da, yanı başında böyle bir sorunun yaşanmasından rahatsızdır.
İran'ın barışçıl amaçlarla nükleer programını sürdürme hakkı olduğuna inanan Türkiye, konunun tansiyonun yükselmiş olması nedeniyle İran'ın bir takım konularda daha ılımlı bir tavır sergilemesinin başta kendisinin, daha sonra bölge istikrarının yararına olacağını düşünmektedir."
Türkiye ne yapıyor? sorumuza, analistlerin yorumu şöyle oldu: Konunun hassasiyeti ve bölgesel çıkarlar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin herhangi bir tarafta yer alması kendisi açısından olumlu sonuçlar doğurmayacağı için global çıkarları açısından, İran'la ilişkilerini dengede tutmakta ve ABD'yi karşısına almayacak bir politika uygulamaktadır''yanıtını verdiler."