BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 4 Nisan 2011

Geleceği düşünmeyenin geleceği olmaz

Dünyadaki teknolojik gelişmeler, gelecek 15 yılda dünyanın oyun kurallarını büyük ölçüde değiştireceğe benziyor. Genetik, nanoteknoloji, robotik ve bilişim alanındaki yeniliklerin ortak etkisi, 18. Yüzyıl'da buhar gücünün ekonomide yarattığı değişime benzer bir devrimi, yakın gelecekte yaratmaya aday görünüyor.
Küresel dönemde gerekli olan strateji, geçen yüzyıldakinden çok farklı gelişmelere işaret ediyor. Eskiden strateji eldeki imkânların amaca en uygun şekilde kullanımı olarak tanımlanırdı.
Günümüzde ise önce iddialı bir hedef belirleniyor ve daha sonra bu hedef için hangi araçlar ve girdiler gerektiği araştırılıyor.
Yeni stratejilerde, eldeki imkânlar son noktasına kadar zorlanıyor veya yeni imkânlar yaratılıyor.
Gelecek için hazırlık yapanların muhakkak belirli bir stratejiye sahip olması gerekir. "Geleceği beyinde kurmak" olarak da tanımlanan strateji, hedefleri olan bir ülkenin siyasi beyin kadroları için bir pusula görevini yapar, onların hazırladıkları planlar sonucu ülkenin hedeflerine daha kısa sürede ulaşmalarını kolaylaştırır.

HEDEF 2023
Biz geleceği düşünmeyi oldum olası pek sevmezdik. Geleceği düşünmek bizi huzursuz eder, hatta korkuturdu.
Geleceğe bakacak kadar cesur olanlar ise zamanlarının büyük bölümünü geçmişi tartışarak geçirirdi.
Kısa vadenin esir aldığı iş insanlarının gözlerine inen perde geleceği görmeyi engellerdi. Olayların günlük trafiğinin üstüne çıkarıp geleceğe bakma fırsatı bulanlar ise en çok bir-iki ya üç yıl sonrası için planlar yapardı.
Hep kısa vadeli sorunlarla boğuştuğumuz için geleceği yakalayacak bir atılımcı siyasi irade ve girişimcilik ruhu ortaya koyamayızdık. Gelecek için iddialı ama gerçekçi hedefler koyamadığımız için, özellikle uluslararası olayların ortasına düştüğümüz zaman, bocalardık. "Geleceği düşünmeyenin geleceği olmaz" gerçeğini gördük. Türkiye, artık kaderini değiştirme noktasında bulunuyor.
Türkiye yeni bir ruhla, 2023'e kilitlenmiş durumda.
Türkiye Cumhuriyet'inin 100. Yılına yönelik, "2023 vizyonu" bir atılım programı olarak düşünsel ve kurumsal yapımızı yeniden kurgulama şansını yaratmaya başladı. Türkiye, 100 yıl sonra yalnız teknolojik gelişmeleri değil, demografik yapının, makroekonomik tahminlerin, siyasi ve sosyal trendlerin de araştırmasına kafa yoruyor. 15 yıl sonra nerede olacağız, ana başlıklar halinde gözden geçirelim:
100 milyon sınırına dayanan Türkiye nüfusu. 20-25 milyonluk bir İstanbul.
Dünyanın 10'uncu ekonomisi. Milli geliri 2 trilyon dolar. İhracat 500 milyar dolara, dış ticaret hacmi ise 1 trilyon dolara ulaşacak.
Çalışan nüfus 30 milyona çıkacak. Üniversite sayısı 250-300'e çıkacak.
Toplam 8.5 milyon hektarlık sulanabilir alan suyla buluşacak.
Turist sayısı 50 milyon, gelirde 50 milyar dolara çıkacak. 11 bin kilometre olan demiryolu ağı 2 katı olacak.
2023 vizyonu, bir düşünsel devrime yol açarken, yeni Türkiye'nin geleceğine kafa yoran siyasi beyinlerin, riskleri daha erken algılama, fırsatları daha kolay yakalayabilme şansını yaratacaktır. Ufka bakıp düşünürken, senaryolar kurarken, zihnimizde oluşan "gelecek belleği" zor günlerde imdadımıza yetişecektir.