BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 11 Mart 2011

Türk basını ve İsrail İngiliz gazeteleri (1)

Başbakan Erdoğan'ın yalan haber yazan İngiliz Daily Telegraph gazetesinin iddiasından hareketle dikkat çektiği İngiliz istihbarat örgütü MI6 ve İsrail gazetesi Harertz arasındaki ilişkileri, "paslaşmaya bakın" diyerek yaptığı açıklamalar dikkatleri çekti. Odatv'ye yapılan baskın, ele geçen MİT belgeleri, MİT'çi Kâşif Kozinoğlu'nun evinin aranması konularıyla ilgili küçük fotoğrafları, Başbakan'ın yaptığı açıklamalardaki fotoğraflar ile birlikte değerlendirince, ortaya çok dikkati çeken, anlamlı büyük bir fotoğraf çıkıyor.
Bu büyük fotoğraf, "yabancı istihbarat örgütlerinin yabancı gazeteler aracılığıyla, bir ülkenin iç siyasetini dizayn etme taktik ve stratejilerini"gösteriyor.

KÜÇÜK FOTOĞRAFLAR

Bu büyük fotoğrafın, ilk küçük parçasını, Hakan Fidan'ın MİT müsteşarlığına atanmasının oluşturduğu düşünülüyor. Diğer küçük fotoğraflar şöyle sıralanıyor:
2010 yılının 5 Mayıs: Hakan Fidan MİT müsteşarı oluyor.
2010 yılının 31 May 2010... İsrail Mavi Marmara'ya saldırdı. Aynı gün, İskenderun'daki Deniz İkmal Destek Komutanlığı'na PKK, 'taşeron örgüt' olarak saldırdı.
2010 yılının Haziran ayından itibaren, Yahudi sermayeli İngiliz, Amerikan, İsrail gazetelerinde "Türkiye'ye doğu'ya kayıyor" "Yeni Osmanlı", "Türkiye İran ekseninde" haberleri yoğunlaştı.
2010 yılının Eylül ayı, İngiliz Daily Telegraph gazetesi yayımladığı bir haberde "İran'ın AK Parti'ye 25 milyon dolarlık bağışta bulunduğunu" iddia etti. Aynı gün İsrail Harertz gazetesi aynı yayını tekrarladı.
2011 yılı, Odatv'de MİT müsteşarı yazıları başlıyor.
2011 yılı, 15 Şubat, Odatv operasyonu, MİT belgeleri ele geçti.
2011 yılı 3 Mart, MİT'çi kâşif Kozinoğlu'nun evi arandı.

2010 MAYIS AYINA DİKKAT

Ancak bu kadar olabilir. Hakan Fidan'ın, 2010 yılının Mayıs ayında göreve gelmesinden hemen sonra, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, kendisiyle ilgili hiçbir ülkenin hiçbir yetkilisinin doğrudan kullanamayacağı cümleler kullanıyor. İsrail'e göre Fidan İran yanlısı, Türkiye'nin elinde İsrail'e ait önemli sırlar var ve bu sırlar İran'a verilebilirmiş.
İsrailli bakanın Türk istihbaratının başındaki insanı bu kadar acık ve sorumsuzca nasıl hedef alabilmesinin altında ne yatıyor? Çünkü Hakan Fidan'ın yetişme tarzı, görevleri, Başbakanlık müsteşar yardımcılığından MİT müsteşarı olması, batının yıllardır bildiği, sevdiği, kendilerine yakın bir ismin MİT gibi kritik bir göreve gelmesinin yolunun kapatılmış olmasıdır. Fidan'ın MİT Müsteşarlığı'na atanması, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'deki sivil istihbarat unsurları üzerindeki kontrolünü, hem dış politika hem de savunma politikaları açısından artırdığı ortada. Hatta MİT'in Mossad'la kırmızı telefon bağlantısı kesildi.

İKİ KRİTİK OLAY
Hakan Fidan'ın göreve gelmesinin üzerinden ,25 gün gibi kısa bir süre geçince, çok kritik iki olay meydana geliyor. Mavi Marmara'ya İsrail saldırıyor, aynı gece PKK İskenderun deniz üssüne saldırı düzenliyor. Ne tesadüf ama. Bu olay, ABD ve İsrail için kullanılabilir bir çalgı aleti olan PKK'nın yeniden tedavüle sokulduğunun göstergesi olarak algılanmalıdır.
Türkiye'nin yeni Türk dış politikasına darbe vurma çabasıdır bunlar. Türkiye'nin Ortadoğu'da, Arap dünyasındaki algısı büyük ölçüde değişmiştir. Bu politikalar, Türkiye'yi tüm dünyada sözü edilen bir ülke haline getirmiş, Türkiye'nin kendi başına politikalar üretebileceğini ve bu politikaları da cesur bir biçimde uygulayabileceğini de tüm dünyaya göstermiştir. Mavi Marmara Gazze'ye yapılan blokajı tüm dünyanın gözlerinin önüne sermiş ve birçok ülkenin bu konuyla ilgili İsrail ile aynı görüşte olmadığının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu bağlamda, ABD ve İsrail sızıntılı haberlerde yeni atanan MİT Müsteşarı Dr.Hakan Fidan ile ilgili rahatsızlık duyduğu imasında bulunulması dikkatlerden kaçmamıştır. En önemli ayrıntı ise, ABD Başkanı Obama'nın sağ kolu olan R.
Emmanuel'in Mavi Marmara olayının yaşandığı sırada İsrail'de bulunuyor olması. Emmanuel'in babası İsrail'in kurulmasında epey etkisi olan terrorist örgüt İrgun'un kurucuları arasındadır. İsrail'deki gazeteler düzmece komplolarla dolmaya başladı. Türkiye'yi çoktan İran, Hizbullah, Suriye ve Hamas'la müttefik haberleri manşet oldu. Global medyada Türkiye aleyhine çıkan haberleri yazan gazete, muhabir veya köşe yazarlarının kim olduğunu araştırılınca hepsinin Yahudi olduğu ortaya çıkıyor.