Gazete köşelerinde kalan ve dikkati fazla çekmeyen bir haber: "Mardin'de silah tacirlerine darbe. Habur Sınır Kapısı üzerinden Türkiye'ye giriş yapan kamyonların motor hava filtresi içerisinde, 46 adet çeşitli çap ve markalarda tabanca ile 67 şarjör silah ele geçirildi. Silahların Glock marka tabanca olduğu ve bunların Irak'taki ABD birliklerine dağıtıldığı belirlendi. Glock tabancaların, Avusturya'da imal edildiği ve X-Ray cihazlarından geçirilirken çok zor tespit edilebildiği kaydedildi."Bu haber, bizleri uyarıyor.
Ruhsatlı silah sayısının 3 milyona yaklaştığı, yılda tahminen 60 bin civarında silah satışının yapıldığı düşünülüyor. Devletin kontrolünde satılan tabanca sayısı 20 bin (12 bini yerli) olarak veriliyor. 40 bin civarında da kaçak silah satışının yapıldığı tahmin ediliyor.
Silah kaçakçılığı analizi
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün raporlarında dikkati çeken silah kaçakçılığı analizinden bazı notlar: "Kaçakçılığa konu yabancı menşeli silahların çoğunluğunun Avrupa ülkeleri (Avusturya, Almanya, İtalya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, İspanya vb.) ile ABD yapımı olduğu tespit edilmiştir.
Yürütülen iz sürme çalışmaları neticesinde; ülkemizde kaçakçılık ve işlenen diğer suçlardan ele geçirilen yabancı menşeli silahların ABD hükümetince, Irak'ın yeniden yapılandırılması amacı ile satın alınarak Irak Hükümeti'ne teslim edildiği tespit edilmiştir.
Irak ve Suriye sınırlarımızdan sokulan silahlar, yaya olarak çuvallar içerisinde veya yük hayvanlarının sırtında taşınmaktadır. Gümrük kapılarından ise Kuzey Irak'tan taşımacılık yapan TIR, kamyon ve diğer araçların özel zulalarında gizlenmek suretiyle ülkemize sokulmaktadır.
Bu şekilde ülkemize giren kaçak silahlar, çoğunlukla sınır köylerine getirilerek, toprağa gömülmek suretiyle saklanıp depolanmıştır.
Sonra talep üzerine küçük partiler halinde diğer bölgelerimize araçların zula tabir edilen gizli bölmelerinde nakledilmektedir.
Saklanması ve taşınması kolay olan küçük çaptaki silahlar daha ziyade metropol şehirlere, kullanımı ve taşınması zor olan büyük çaptaki silahlar ise organize suç örgütlerine, eylemlerinde kullanılmak üzere sevk edilmektedir.
Bu güzergâhtan farklı olarak Yunanistan ve Bulgaristan'a açılan sınır kapılarımızdan, giriş yapan araçlarda da silah yakalanmaktadır.''
Hudutların korunması
Hudutlarımızı korumakta kim görevli ve yetkilidir?
Son düzenlemeler ile hudut koruma görevi KKK'ya verilmiştir.
Doğu ve Güneydoğu sınırlarının korunması ve güvenliğinin sağlanması görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca fiilen devir alınıncaya kadar bazı yerlerde Jandarma Genel Komutanlığı'nca yerine getirilmektedir.
Hudutların KKK'ya devri henüz tamamlanmadığı, İran hududunun tamamı (Yüksekova-Şemdinli hariç, Jandarma var), Yunanistan ve Bulgaristan hudutları, Ermenistan ile Nahçıvan hudutları ile Suriye hududu KKK, Irak hududu ise Jandarma tarafından korunmaktadır.
Hudut güvenliğinin sağlanması, PKK terörü ile yapılan mücadelenin can damarını oluşturmaktır. Hudut bölgesinde tamamen profesyonel personelin görev yapmasını sağlayacak yeni proje üzerinde yüksek düzeyde laboratuar çalışması yapıldığı da anlatılıyor.
Arazi şartlarını bilen terör örgütünün taktik hamlelerine karşılık verebilecek donanıma sahip personelle, en iyi mücadelenin verilmesi, en iyi neticenin alınması ve en az kaybın verilmesi açısından yararlı olacak yeni yapılanma için son değerlendirmelerin yapıldığı belirtiliyor.
Uzmanlar, Özel ordu kurulmadığını, sınır boylarında ve riskli bölgelerde tamamen profesyonel birliklerden oluşan ekiplerin görev yapacağını, bunların ayrı bir ordu, özel bir ordu olmadığını özellikle vurguluyor.
