BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 9 Ağustos 2010

Mavi Marmara'dan İsrail'e bakış

İsrail askerlerinin hunharca saldırıları sonucu 9 insanımızı kaybettiğimiz Mavi Marmara, İskenderun limanına geldi. Mavi Marmara'nın pencerelerinden geriye bakarsak, kaybedenin İsrail olduğunu görürüz. Baskın olayını incelemek üzere kurulan BM komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak. İlk raporunu 15 Eylül'de vermesi bekleniyor. BM tarafından oluşturulan 4 kişilik komisyonda Türkiye'yi eski Dışişleri Müsteşarı Özdem Sanberk temsil edecek. Başkanlığını eski Yeni Zelanda Başbakanı Geoffrey Palmer'ın yaptığı komisyonda Kolombiya devlet başkanlığından ayrılacak olan Alvaro Uribe'nin yanı sıra bir İsrailli de yer alıyor. Birleşmiş Milletler adına çalışacak bu komisyonun araştırma sonucunun ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Sonucu mirakla bekliyoruz. İsrail istediği kadar işi savsaklamak istesin, Türkiye uluslararası camiada bir dalgalanma yaratmıştır. BM nezdinde hakkını arayacak ve alacaktır.

* * *

DÖRT TARAFIMIZ DÜŞMANLA ÇEVRİLİ DEĞİL

Türkiye bir 'istikrar adası' olarak öne çıkıyor. Hem batı hem de doğu ülkeleri nezdinde vazgeçilmez konuma geliyor. Çok değil, beş yıl önce, "Dört yanımız düşmanlarla çevrili olduğu" söylemini kullanırdık. Bu tablo çok değişti.

Türkiye artık bölgesinde gerçekten barış ve istikrar istemekle kalmıyor, bunu kuracak girişimlerin de mimarlığını yapıyor. Kafkasya'da inisiyatif alıyor, Suriye ile İran'ı dünya ile barıştırmaya çalışıyor, Lübnan'da barış gücü bulunduruyor, Filistin meselesinde çözümden yana ağırlığını koyuyor...
Neden? Çünkü Türkiye önceliklerini yeniden kurdu. Bunlar; demokrasi, ekonomik kalkınma ve uluslararası hedefler. Bu hedefler Türkiye'nin bölgeye bakışını dönüştürdü.
Artık demokrasinin bu ülkede derinleşmesi için, bölgede barış ve işbirliğinin yerleşmesi gerektiği; anlaşıldı.

Güney-doğu sınırlarımızdaki düşman tehdidi ortadan kaldırıldı.
Suriye, Lübnan, Irak ve İran arasında dostane ilişkiler var.
Kuzey Irak ile Türkiye arasında huzursuzluğu planlı olarak bozan PKK tehdidi var.
Bu tehdidin kaldırılması Türkiye'nin en önemli sorunudur.
Balkanlarda, Bulgaristan huzuru yaşanıyor. Şimdi sıra Yunanistan'a geldi.

* * *

EGE BARIŞ DENİZİ OLMA YOLUNDA
Siyasal ve toplumsal hafızalarımız bize Türk-Yunan ilişkilerinin sürekli gerginlik ve çıkmazlarla dolu bir süreç olduğunu hatırlatmaktadır. Türkiye-Yunanistan kavgası yıllarca körüklendi. Türkiye ve Yunanistan ekonomik kalkınmaya ayıracakları milyar dolarlarını, silah sanayine yatırmak zorunda kaldılar. Amerikan, İngiliz, Rus, Alman, İtalyan silah sanayileri parayı kazanan oldu. 2005'li yıllardan itibaren artan ekonomik iş birliği ve konjonktürel gelişmelerin etkisiyle, ilişkiler devlet merkezli olmaktan çıkıp, geniş bir tabana yayılmaya başlamıştır.

Geliştirilen dostluk ilişkileri bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan-Yunanistan Başbakanı Papenderu arasında kurulmuştur. Bunun en yakın örneklerinden biri olarak Mayıs ortalarında gerçekleşen Erdoğan'ın Yunanistan ziyaretidir.

Son olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ailesi birlikte Rodos'ta Yunan Dışişleri Bakan ve ailesi ile buluşması bu açıdan çok önemlidir.

Hem Yunanistan ve Türkiye özelinde hem de küresel ölçekte şartlar değişmiş, ilişkiler yeniden tanımlanmıştır. Her ne kadar iki ülke arasındaki, Kıbrıs meselesi gibi mevcut yapısal sorunlar varlığını koruyor olsa da, uzlaşmacı tavırlar devam ettiği müddetçe aşama kaydedilmeye de devam edilecektir.