BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 1 Ağustos 2010

'Yaş' için hukukçuların müthiş mücadelesi

Genel Kurmay Başkanlığı'na veda edecek Orgeneral İlker Başbuğ, "Yaş" öncesi soruları nazikçe geri çevirerek "Arkadaşlar ne soru alırım ne de konuşurum. Full Stop (tamamen kapalı)" dedi.
Gerçekten ortada, "full stop"
denecek saatler yaşanıyor.
Bugün başlayacak YAŞ toplantısını sivil ve askeri hukukçuların müthiş mücadelesine sahne oluyor.
Öncelikle, 1 Ağustos itibari ile hakkında tutuklama kararı verilen 102 askere ne oldu? sorusuna cevap vermeliyiz.
102 subaydan, ancak bir kişi cezaevine girdi. Bu ne demektir?
Yaş başlarken "işlem yok, işlem yok ise terfiye engel yok" demektir.
Bu manevranın altında bir strateji yattığı ortada.
Çünkü, Muvazzaf sanıkların bu yıl terfisi gündemde olan isimlerin '1 gün dahi cezaevinde kalmaması' gerektiği sağlanmış durumda.
Mahkemelere itirazlar, teslim olmamalar, bu subayların 'güvenli bölge'lere transfer edilmesi, 'faks bozuk', 'görevli yerinde değil' gibi gerekçelerle savcılığın kararlarını ya almaması ya da oyalama yoluna gitmesi bizi bir sonuca götürüyor. İşin "püf noktasına" şimdi geliyoruz. Yakalama kararı nedir? Gıyabi tevkif nedir? Milli Savunma Bakanlığı hukukçularının hazırladığı rapora göre, yakalama hükmünün, "gıyabi tevkif" anlamına gelmediği yönünde bir sonuca varılmış. Bu sonuca göre de yakalama kararı, terfiye engel oluşturmuyormuş.
TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesi tutuklanmayı engel saydığı için, bu sonuca göre de yakalama kararı, terfiye engel oluşturmuyor. Öncelikle, bu çerçeve içinde önce bu raporun bugün başlayacak YAŞ toplantısında değerlendirileceği belirtiliyor. Eğer YAŞ, MSB raporu yönünde karar verir ve "yakalamanın tutuklama" anlamına gelmediği sonucuna varırsa, adı geçen generallerin dosyaları normal ele alınacak.
Terfi edip etmeyeceklerine mahkeme kararı dikkate alınmadan karar verilecek.
Eğer YAŞ, raporun aksine karar verir ve yakalama kararının tutuklama anlamına geldiği sonucuna varırsa söz konusu generaller terfi edemeyecek.
Son sözü Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül söyleyecek.
Askeri ve sivil idare hukukçuları müthiş çarpışıyor. MSB adli müşavirliği, yeni CMK'da gıyabi tutuklama müessessi kaldırıldığı, mahkemece verilen yakalama emrinin de TSK Personel Kanunu 65. maddesindeki ifadesiyle bir tutuklama kararı sayılamayacağı, dolayısıyla bu kararın terfileri etkilemeyeceği'ni savunuyor. Çıkan
tutuklama kararı

Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı hukukçuları, mahkemenin çıkardığı yakalama kararının neden bir tutuklama kararı sayılacağı, bu kararında TSK personel kanunu sebebiyle terfiye engel olacağını anlatıyor.
Bu teze göre: "2005 yılında yapılan TCK, CMK'nın değiştirilmesi ile eski yasada kullanılan gıyabi tutuklama müessesesi yeni yasa da 'yakalama' olarak düzenlenmiştir. Söz konusu mahkemenin yakalama emri incelendiğinde 98. madde kapsamından çıkarılmış bir yakalama kararı olmadığı, CMK'nın 94. ve 101. maddelerine göre çıkarıldığı, verilen yakalama kararından anlaşılmaktadır. Sanıkların yakalandıklarında tutuklanarak cezaevine konulmaları için yakalama kararı çıkarıldığı açıktır."

Jandarma için yarış

Kulislere göre, YAŞ'ın sivil kanadı adı Balyoz'da ve diğer davalarda geçen isimlerin terfisine sıcak bakmıyor. Bu bilgiden hareketle bir takım sürprizlerin yaşanacağını öngörebiliriz.
Özellikle de 'Kara Kuvvetleri ile Jandarma komutanının kim olacağı' noktasında sert tartışmaların yaşanması da ihtimal dahilinde.
Bir ayrıntıyı da not etmek şart.
YAŞ'ta teamüller gereği komuta kademesini genellikle 'gelen komutan' belirler. 'Giden komutan' da ileride yaşanabilecek sürprizlere karşı' bazı müdahalelerde bulunmak için bastırıyor.

Ara formül olur mu?
'
Eğer sanık olan isimler hiçbir şekilde terfi ettirilemeyecek olursa, zaten görev süresinin sonuna gelmiş tartışmalı birkaç isim emekliye sevk edilecek, terfi ve emekli olmayanlarında görev süreleri uzatılacak' Böylece 'sanıkları terfi ettirmedik' mesajı verilecek ama görev süresi uzatılarak da ara formül üretilmiş olacak. 1-4 Ağustos tarihleri arasındaki toplantı her şekliyle ilginç gelişmeler gebe.