BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 3 Mart 2010

Referandum ateşi yükseliyor

Anayasa referandumu ateşi yükseliyor. Anayasa reformu için kritik eşikler geçiliyor. Haziran veya eylül ayında referandum sandığı milletin önüne geliyor.
Günümüzde yaşanan sıkıntılara dikkatle bakınız, 1982 anayasanın ömrünü çoktan doldurduğu, son kullanma tarihini çoktan geçtiği ortada.
Bu anayasa gerçekten her gün problem çıkarıyor, devletin işleyişini zorlaştırıyor. Bugün toplumda bir kısım yasalar çağın gerisinde kaldıysa, anayasanın Türkiye'ye dar gelmesindendir. Seçime kadar dahi beklemesi mümkün olmayan konular var ve bunların başında, yargı cenahında yaşanan kriz geliyor.
Anayasa Mahkemesi yasama meclisi yerine, Danıştay yürütme organı yerine karar verir hale gelirse bu ülkede bu demokrasi daha ileri bir noktaya nasıl taşınacak? Anayasa, böyle problem olmaya devam edince milli iradenin temsilcisi hükümet görevini yapamıyor. Bu bakımdan, anayasa değişikliği oksijen kadar ihtiyaç haline gelmiştir.

Maşeri millet
Çağın güçlü iktidarlarının ilk ve temel şartı, milletin maşeri vicdanından kaynaklanması, adalet ve sevgi üreten bir güç oluşturabilmesindedir.
Buradan hareketle, millete ve devlete, "oksijen vermek" üzere, Başbakan adımlarını atıyor, anayasa değişiklik referandumu için restini çekiyor.
Başbakan Erdoğan'ın, "Bizim rotamızı millet çiziyor. Referandumlara da alışmalıyız. Böyle bir değişikliği yapmayı arzu ediyoruz. Teşebbüs ediyoruz. Bu iş sizinle olmaz. Onun için millete gidiyoruz. Maşeri vicdan millettir. Referandumdan hayır çıksa da erken seçim yok.Olursa olur, olmazsa olmaz. Ama yarın niye yapmadın kimse diyemez" açıklaması anlamlıdır, önemlidir.Reforma karşı çıkılamaz
Başbakan milletin önünü açmak isterken, CHP lideri Baykal referanduma nasıl bakıyor?
CHP lideri Deniz Baykal, "Referandum, 'AKP kalsın mı, gitsin mi?' manasını taşımaktadır" diyor ve devam ediyor:
İktidar, referandumu kaybettiği an, seçime gitse de gitmese de seçim kaybetmiş olacak. O noktadan sonra artık iktidarda kalması çok zor olur. O nedenle, Anayasa değişikliği referandumunu fırsat görüyoruz.

Geleceğe bakın
Türkiye artık geri dönemeyeceği bir yolda ilerliyor.
Dünyada değişmeyen tek bir kural var, o da her şeyin değişebileceği.
Hiçbir zaman nehrin akışına, tarihin akışına, toplumların ileriye, çoğulculuğa, saydamlığa, katılımcılığa doğru ilerlemesine hiçbir güç sürekli olarak karşı koyamaz, bazen gerilimler olur onlar toplumları geciktirir, birtakım gereksiz bedeller öder gideriz, ama sonuçta hayat ileriye doğru akar.
Genç ve dinamik nüfusu, ekonomik, kültürel, siyasi alanlarda dünya ile kurduğu köprüler ve tarihte oynadığı rolün genlerine işlediği nitelikleri ile bu ülke insanını içine kapatmak ve onu dünyadan soyutlamak artık mümkün değil.
"Sıkıntıları aşacak, milletin önünü açacak" anayasa değişikliği konusuna kim yanaşmıyorsa, uzlaşmaz taraf kimse onların da teşhir edilmesi, anayasa değişikliğine önem veren milletimizin de buna karşı siyasi tepkisini göstermesinin zamanı geldi.