Türk insanı hem kendisinin hem toplumun yaşadığı sorunları, onları aşabilmek için neler yapılması gerektiğini bilir; genelde kurtarıcı bekleme eğilimindedir. Zorda kalınca harikalar yaratabilir. Karşılaştığı sorunlara pratik (Türk usulü) çözüm bulmada ustadır. Değişen koşullara adaptasyon gücü yüksektir.
YURDUM İNSANI YARATICIDIR
AK Parti Malatya il kongresinin yapıldığı salona ilginç pankartlar asılmıştı. "Üç kelime:
Recep Tayyip Erdoğan", "Battal Gazi'nin cesareti, Niyazi-i Mısri'nin hoşgörüsü, Turgut Özal'ın vizyonu" ve "Demokrasinin Yıldızı Aramızda" yazan pankartları dikkatleri çekti.
Bu pankartlar, Türk insanının siyasi genlerini gösteriyor. Seyid Battal Gazi, Niyazi-i mirsi ve Turgut Özal'ın dikkati çeken özelliklerine bakınca, Başbakan'da açıkça yansımaları görülüyor. Yurdumun insanı bulup yazıyor.
SEYİD BATTAL GAZİ
674-740 yılları arasında yaşadığı kabul edilen Seyyid Battal Gazi, Malatya Serdarı (komutanı) Hüseyin Gazi'nin oğludur. Asıl adının Abdullah ya da Ebu Hüseyin olduğu ileri sürülmektedir. Adının Cafer olduğunu benimseyenler ise O'nun Peygamber soyundan geldiğine, atalarının İmam Cafer, İmam Zeynel Abidin yoluyla İmam Hüseyin'e, dolayısıyla da Hz. Ali'ye ulaştığına inanırlar. Battal adının yiğitliğinin, cesaretinin ifadesi olduğu, gazilik unvanını da çalışkanlığı ve kahramanlığı sayesinde elde ettiği bilinir.
AFYONKARAHİSAR
Sekizinci asırda Arapların Bizans seferlerine katılmış ve Miladi 740'da Akroneos (Afyonkarahisar) çarpışmasında yaralanarak bugün ismini taşıyan tekkenin birkaç mil güneyinde şehit düşmüştür.
ANKARA MAMAK...
Babası Hüseyin Gazi de Bizans'a yapılan bir akında şehit düşmüştür. Makamı Ankara yakınlarında kendi adıyla anılan Hüseyin Gazi tepesindedir. Annesi Saide Hatun'un peygamber sülalesine ulaştığını söyleyenler de vardır. Prof. Dr. Mükrimin Halil Yinanç'ın 1940'lı yıllarda Almanya'da bulduğu bir Nesepname'de Battal Gazi'nin soy kütüğünün Hz. Hüseyin'e ulaştığı gösterilmektedir.
NİYAZİ-İ MİSRİ KİMDİR?
17. yüzyılda Osmanlı'da yaşamış bir tasavvuf büyüğü olan Niyazi-i Mısri, fırtınalı ama feyizli bir hayat sürdü. İlminin, ihlasının ve gönüllere tesir eden tesirli sözlerinin akisleri kısa zamanda dalga dalga yayıldı. Büyük bir alim ve mürşid olarak her yerde saygı ve sevgi gördü. Cesurdu ve aksaklıkları imanından aldığı kuvvetle çekinmeden söylüyordu.
TURGUT ÖZAL'IN VİZYONU
Rahmetli Turgut Özal'ın vizyonunu, "Milliyetçi muhafazakarlık, iktisadi sistemin serbest rekabet düzeni olmasını ve vatandaşın teşebbüsünün desteklenmesi, sosyal adaletçiliği, köklü reformlar yapmak ve büyük değişimi gerçekleştirmek" oluşturmaktadır.
Rahmetli Özal, 1980'li yıllarda dünyada esmeye başlayan değişim rüzgarlarının doğuracağı sonuçları herkesten önce görmüş ve sezmişti. Özal, bir küreselleşmeye doğru gidileceğini sezmişti. Bu sezgiyle, Türkiye'yi de öyle bir dünyaya ayak uydurabilecek konuma ulaştırmaya çalıştı. Koruma duvarları arkasına sığınmış, büyük teşviklerle desteklenmiş, ucuz negatif faizlere alışmış Türk sanayisini dışa açmak, rekabet gücü kazandırarak uluslararası alanda boy ölçüşebilecek bir sistemin iticisi haline getirmek Özal'ı en çok uğraştıran zorluklardan biri oldu.
Özal, geleceğe yönelik isabetli görüşleri ve güçlü sezgileri olan bir insandı. Dünyada 1990'ların başında başlayacak değişim rüzgarı daha 1983ün sonlarından itibaren estirmeye kararlıydı. Dünyayı saracak demokratikleşme ve serbest pazar ekonomisi akımının dışında kalmamalıydı. AK Parti iktidarı, bu vizyonun başarılı temsilcisi olduğunu gösteriyor.
