Tarihi 30 Mayıs 2013

CHP tamam da MHP ne yapıyor?

Gün Sazak, 12 Eylül öncesi Gümrük ve Tekel Bakanı'ydı. 27 Mayıs 1980'de, eşinin gözleri önünde Dev-Sol militanları tarafından çapraz ateşle öldürüldü.
MHP'li Sazak'ın önemli özellikleri vardı...
21 Temmuz 1977'de AP, MSP ve MHP tarafından kurulan Koalisyon Hükümeti'nde milletvekili olmadığı halde dışarıdan bakan olarak atanmıştı.
Kaçakçıların korkulu rüyası olmuş, gümrüklerdeki yolsuzlukları önlemişti.
Bu yüzden Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi tarafından desteklenmişti. Oysa, İpekçi'nin görüşleri Gün Sazak'la taban tabana zıttı. Bu durum, verdiği desteği daha da önemli kılıyordu. CHP'ye yakın görüşleriyle tanınan İpekçi, daha sonra kurulan Ecevit'in '11 Ayaklı Hükümeti' döneminde Gümrük ve Tekel Bakanlığı'na getirilen Tuncay Mataracı'yı ise yerden yere vurmuştu. İpekçi, yaptığı bu eleştirilerde haklı da çıktı. Tuncay Mataracı, daha sonra Yüce Divan'da yargılandı ve yaptığı yolsuzluklar yüzünden hüküm giydi.
İlginçtir, Abdi İpekçi de Gün Sazak gibi bir suikasta kurban gitti!
Bitmedi, bu kadar da değil. Süleyman Genç o dönemde CHP'nin İzmir Milletvekiliydi. Üstelik, partinin sol kanadının önde gelen bir ismiydi. Meclis Kürsüsü'ne çıktı, pek çok kişiyi şok eden bir açıklama yaptı:
- Cumhuriyet kurulduğundan bu yana gümrüklerdeki kaçakçılığı, fikrini ve felsefesini desteklemediğim Gün Sazak önlemiştir.
Ardından ne oldu, biliyor musunuz?
Süleyman Genç'in de hayatına kastedildi.
Tahrip gücü yüksek bir bomba ile evi bombalandı.
27 Mayıs günü ölüm yıldönümünde, Gün Sazak'ın özelliklerini sosyal medyada paylaştım; kendisine Allah'tan rahmet diledim. MHP'lilerden büyük destek geldi.
Ardından 'taşeron' yasa dışı bir sol örgüt tarafından katledildiğini yazdım. Yine destek yağdı.
Ve bugünle ilgili bir yorum yaptım:
"Şimdi, geçmişte Gün Sazak'ı katleden örgütlerin uzantıları, Suriye ve Esad'ın taşeronluğuna soyundular."
Çıt çıkmadı, destek bıçak gibi kesildi.
Devam ettim. Gün Sazak'ı katledenlerin mensup olduğu yasa dışı Dev-Sol örgütü ile ilgili ana davanın zaman aşımından düştüğünden bahsettim. İddianamede, bu örgütün 1980 öncesi binin üzerinde insanı katletmekle suçlandığını yazdım. İçinde çok büyük suçlamaların yer aldığı böylesine büyük bir davanın zaman aşımından düşmesine hiçbir tepki gösterilmediği gerçeğini ortaya koydum.
Yine başlangıçta beni destekleyen MHP'liler sırra kadem bastı. Hiçbirinden herhangi bir ses çıkmadı.

* * *
Oysa Dev-Sol, 1980 öncesi ülkücüleri hedef almıştı. İddianamede katledildiği belirtilen isimlerin çoğu ülkücüydü. Bu davanın düşmesine, katillerin cezasız kalmasına tepki verilmemesi garipti!
Tıpkı, bugün yaşanan olaylara karşı tepkisiz kalınması gibi! Çünkü, bugün Cilvegözü Sınır Kapısı ve Reyhanlı'da yaşanan olayların arkasında da geçmişte MHP tabanına kan kusturan yasa dışı sol örgütlerin uzantıları var.
Suriye'nin Türkiye'ye yönelik eylemlerinin altından hep THKP-C Acilciler isimli örgütün uzantıları çıkıyor. Bu örgüt, 1980 öncesi Dev-Yol ve Dev-Sol gibi örgütlere aynı kaynaktan besleniyordu.
Onlarla aynı hedefe ulaşmayı düşünüyordu.
Arada sadece fraksiyon farklılıkları vardı.
MHP tabanı ve ülkücüler, geçmişte bu örgütlerle mücadele ettiler. Bu örgütler tarafından öldürülen pek çok arkadaşlarını toprağa verdiler. Devam edelim. Geçmişte, HataySuriye topraklarına katmak isteyen Esad Ailesi'ne en sert tepkiyi verenler de MHP'lilerdi. Bugün ise farklı bir MHP ile karşı karşıyayız. Esad Ailesi ve geçmişte kendilerine kan kusturan yasa dışı sol örgüt uzantılarını bırakmış, Hükümet'e yükleniyorlar. MHP'nin geçmişinden kopuk bir politika izliyorlar. CHP için herhangi bir yorum yapmıyorum, ancak MHP'nin izlediği politikaya bir türlü anlam veremiyorum. Bu işte bir gariplik var!