Tarihi 6 Mayıs 2013

Ben söylerim arkadaş

Akil Adamlar Heyeti'nden Cemal Uşşak, medyayı suçlamış. Görevini yerine getirmediğini söylemiş...
Neymiş, Abdullah Öcalan hakkında yıllardır kullandığımız sıfatları kullanmanın artık bir anlamı yokmuş.
Mesela artık "Bebek Katili" demek doğru değilmiş. Her doğru, her yerde söylenmezmiş.
Bu tür söylemler süreci olumsuz etkiliyormuş.
Ben aynı görüşte değilim.
Üstelik, Akil Adamlar Heyeti'ndeki herkesin de Cemal Uşşak gibi düşündüğünü sanmıyorum.
Ben gavura "gavur" derim...
Hırsıza "hırsız", dolandırıcıya "dolandırıcı", sahtekâra "sahtekâr", katile de "katil" gözüyle bakarım. Görüp de görmemiş gibi davranamam. Hiçbirini aklayıp paklayamam. Kültürüm de inancım da bunu gerektirir!
Üstelik, bu söylemlerin hiçbiri süreci olumsuz falan etkilemez. Tersini yaparsam, milletle alay etmiş olurum.
Abdullah Öcalan bir teröristtir.
PKK da silahlı ve kanlı bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü, yıllar boyunca Türküyle Kürdüyle bu millete kan kusturmuştur. Kundaktaki bebekler dahil savunmasız insanlarımızı katletmiştir.
İşte bu yüzden sınırlarımızı terk etmesi, çekip gitmesi önemlidir.
Türkiye'de yaşananların özü budur.
Akil Adamlardan beklenen de bu kanlı terör örgütünün sınırlarımızı terk etmesinin önemini millete anlatmalarıdır. Öcalan'ın ve PKK'nın geçmişinin üzerine bir örtü çekmek değil!
Süreç nasıl olumsuz etkilenir biliyor musunuz?
Kafaları kuma gömerek, gerçeklerin üzerini örterek ve bu milletin ferasetini yok sayıp aptal yerine koyarak!

* * *
Süreci olumsuz etkileyen davranışlar mı arıyorsunuz?..
Bence biraz da adında "Barış" ve "Demokrasi" olan BDP'nin sergilediği görüntüye bakmak gerekli. "Barış" denilince sadece terör örgütünün talepleri akıllarına geliyor. "Demokrasiyi" de terör örgütünün sözcülüğü olarak görüyorlar.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın dün gazetelerde yer alan fotoğraf ve demeçleri barışın da demokrasinin de barış içinde birlikte yaşamanın da dibine dinamit koyacak cinsten...
Arkasında Abdullah Öcalan ve PKK'nın silahlı grubunun posterleri var.
Söyledikleri ise garipten de öte acayip:
- PKK, dağlardan çekiliyor.
Buradaki tugaylar, taburlar da boşalsın ve askerler dağlardan çekilsin.
Hem asker düşmanlığı yapıyor... Hem de kanlı bir terör örgütü ile askeri aynı kefeye koyuyor.
Ardından bölge halkını açıktan tahrik edip kanunsuzluğu teşvik ediyor. Polisle vatandaşı karşı karşıya getirmeye çalışıyor:
- Kendinizi polis kontrol noktalarında aratmayın. Gerekirse günlerce kontrol noktasında bekleyin, ama kendinizi aratmayın.
Hızını alamayıp devam ediyor:
- Operasyon yapılacaksa, köylüler askeri konvoyların önüne geçmeli.
Kendilerini onların önüne atmalıdır.
Sanki, PKK'lılar geri çekilmiyor, ya da çekilenler bugün yarın geri dönecekmiş gibi davranıyor. Alışmış bir kere halkı kışkırtmadan duramıyor!

* * *
PKK geri çekiliyor, ya da Meclis Başkanı'nın ifadesi ile çoktan geri çekildi.
Altını çizerek söylüyorum bu son derece önemli!
Ama yetmez. Elinde silah sınırlarımızın dışında bekliyor. Örgütün elebaşları tehditlerini sürdürüyor. Kalıcı barışın tesisi için bu örgütün tasfiyesi de gerekli.
Çünkü, bu örgütün geçmişi, Türkiye düşmanlarına yaptıkları taşeronluklar, kin, kan ve gözyaşı ile dolu. Bunların bebek katili oldukları gerçeğini hiçbir zaman akıllardan çıkartmamamız ve ellerinden silahı da almamız lazım!