Tarihi 20 Mart 2013

"Çözüm" tacirleri

Yarın Nevruz. Yeni gün ya da bahar bayramı. Orta Asya'dan Avrupa'ya kadar çok geniş bir coğrafyada kutlanacak.
Biz de kutluyoruz. Üstelik, bizdeki kutlamalar günler öncesinde başladı. Ancak, ortada bir problem var. Maalesef, biz Nevruz'u gerçek bir bayram gibi kutlamıyoruz. İstismarın bini bir para! Nevruz kutlamalarında dile getirilen şu slogana bakın:
"Kürdistan'a statü, Öcalan'a özgürlük!"
Ne ilgisi var şimdi bunun Nevruz Bayramı ile? Tabii ki hiçbir ilgisi yok. Bu ifadeler düpedüz bir provokasyon!
Bir provokasyondan söz etmek için ille de kavga-dövüş çıkmasına, silahların patlamasına gerek yok.
Bir yandan "kardeşlikten" bahsediyorlar. Diğer taraftan kardeşçe kutlanması gereken bir bayramı da bölücü amaçlarına alet etmeye çalışıyorlar.
Bitmedi, bu kadarla da kalmıyor...
Van'ı merkez alan bazı densizler, mesajlar yaymaya uğraşıyorlar:
"Bizi 7,2 yıkamadı. Devlet mi yıkacak?"
Bu, öylesine çirkin, öylesine tahrik edici bir ifade ki...
Toplumu bölmek ve birbirine düşman etmek için yapılan provokasyonun daniskası!
Nankörlüğe ve densizliğe bakın! Van'da insanları enkaz altından kurtaran devleti hedef alarak, kin, nefret ve düşmanlık tohumları saçmaya çalışıyorlar.
Gizli ve örtülü provokasyonlar devam edip gidiyor...

* * *
Başbakan'
ın, dün partisinin Meclis Grubu'nda söyledikleri doğru. Türkiye'de varlıklarını terör üzerine kurmuş yapılar var.
Bunlardan biri de BDP.
Sürecin başından beri BDP'nin izlediği politikaya dikkat edin. Bir yandan "çözüm", "barış" ve "kardeşlik" gibi kelimelerin arkasına sığınıyor; diğer taraftan yeni kazanımlar peşinde koşuyor.
BDP adına kin dolu, tahrik dolu açıklamalar yapılıyor.
Üstelik, BDP artık öyle bir hale geldi ki...
Artık eskisi gibi gizlenip saklanmıyor.
Bir tek "Biz terör örgütünün siyasi uzantısı ve sözcüsüyüz" demedikleri kaldı.
Başbakan'ın "Sorundan beslenen BDP'den bahsetmesi" boşa değil!
Birileri "Bravo, BDP sorumlu davranıyor" gibi sözlerle milleti kandırmaya devam ededursun...
BDP'lilerin yaptıkları bütün açıklamaların satır araları, tahrik kokan ifadelerle dolu.

* * *
Üstelik, bu Nevruz öncesi çıtayı da alabildiğine yükselttiler. Nevruz kutlamalarında olay çıkmıyor, ama öyle ifadeler kullanılıyor ki, her biri ayrı olay...
Hiç biri "barış" ve "kardeşliğe" katkı sağlamıyor...
Tersine, tamamı ayrılık ve nifak tohumlarıyla dolu. Hepsi, bu ülkedeki kardeşlik bilincine ayrı bir saldırı.
Toplumda beliren umutları kırmaya çalışıyorlar...
Bu umutların tepkiye ve kuşkuya dönüşmesi, geniş kitlelerin rahatsız olması için ellerinden geleni yapıyorlar.

* * *
Başbakan Erdoğan, ne kadar "taviz vermeyiz" ve "herhangi bir pazarlık içinde değiliz" derse desin...
Kamuoyuna farklı bir hava pompalanmaya çalışılıyor...
BDP'liler, Öcalan'ın sözlerini kamuoyu ile paylaşıyor. Bazı şartlarının bulunduğuna yönelik mesajlar veriyorlar.
Gazeteler "Öcalan'ın şartları var" başlıkları atıyor.
Televizyonlarda "Öcalan'ın ileri sürdüğü" şartlara ilişkin tartışmalar yapılıyor...
Kafalar karışıyor, kuşkular başlıyor, tepkiler ortaya çıkıyor...
Başbakan, "Sürecin hassasiyeti sebebiyle az konuşuyoruz" derken, herkes aklına geleni ve gönlünden geçeni söylüyor, konuşuyor.
Çözüm tacirleri ortalıkta dolaşıyor.
Aslında çözüm istemeyenler "çözüm" adına nutuklar atıyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar meydanlarda geziyor.
Yıllarca terörden beslenenler de zeminlerini korumaya çalışıyor.
Hamam da aynı tas da! Kimsenin aklını başına aldığı yok!