Tarihi 26 Şubat 2013

Kapkara bir utanç günü

13 yaşındaki bir çocuk pencereye çivilendi. Acıdan bağırıyordu. Çığlıkları engellemek için annesinin kesik göğsü ağzına tıkandı. Sonra kafasından başlayarak derisi yüzülmeye başlandı. Saat tutuldu, çocuk sadece 7 dakika dayanabildi.
Karnı burnundaki hamile kadın bir ağaca sıkıca bağlandı.
O korkudan tir tir titrerken iddia başladı:
- Çocuk kız mı oğlan mı? "Oğlan" diye bahse giren cani, hamile kadının karnını yarıp çocuğu çıkarttı. Bebeğin kasıklarına bakıp yüzünü buruşturdu:
- Sen kazandın!
Bunlar yaşanırken, bir başka tarafta ise canilerin futbol maçı vardı. Top olarak da Azeri bir çocuğun kesik başı kullanılıyordu.
Bütün bunlar, 26 Şubat 1992'de Hocalı'da yaşandı ve "Büyük Ermenistan" ideali için yapıldı!
Yetmedi...
Ermeni katiller, kitaplar yazıp gerçekleştirdikleri bu vahşete övgüler düzdü.
Hocalı'daki soykırıma bizzat katılan Zori Balayan, "ruhumuzun canlanması" isimli kitabında yaptıkları işkenceleri ayrıntılarıyla anlatıp aynen şunları yazdı: "Ben bir Ermeni vatansever olarak vazifemi yerine getirdim. Askerlerimizin gözlerinde intikam ve hümanizmin mücadelesini gördüm. Hocalı'yı, vatanımızın bir parçasını işgal eden 30 bin çirkeften temizlemeyi başardık."
***
Hocalı'
da, 1992'de 83'ü çocuk, 106'sı kadın olan tam 628 kişi katledildi. 487 kişi ağır yaralandı. 1275 Müslüman Azerbaycan Türkü rehin alındı.
Çocukların gözleri, kadınların karınları oyuldu. Kurbanların derileri yüzüldü.
Erkeklerin de tenasül organları kesilip ağızlarına sokuldu.
Çoğunun tanıkları var; büyük bölümü de fotoğraflarla tespit edilmiş durumda.
Birleşmiş Milletler tarafından 9 Aralık 1948'de kabul edilen Jenosit (soykırım) Sözleşmesi'nde tarif edilen soykırım, aynen Hocalı'da yaşandı.
Gariptir, "medeni" dediğimiz batı sessiz kaldı! Tıpkı daha sonra Bosna'da yaşanan Boşnak soykırımında olduğu gibi!
Unutmadan ekleyelim...
Ermeniler, bu katliamı tek başına gerçekleştirmediler.
Hankendi'nde konuşlanmış bulunan 366. Rus Motorize Alayı'nın desteği ile yaptılar. O dönemde, katiller arasında gönüllü Fransızların da olduğu söylendi.
***
Belki, bu ülkedeki pek çok insanın ezberleri bozulacak; ama Hocalı'da yaşananlar, Ermenilerin gerçekleştirdiği ilk soykırım değil.
Vahşet, 1900'lü yılların başında başladı, 1992'ye kadar devam etti.
Azeriler, 1905 ve 1907 yılları arasında, sürekli olarak Ermenilerin saldırılarına uğradılar ve göçe zorlandılar.
1919 Yılı'nın Ağustos Ayı'nda Nahcivan ve Şerür çevresindeki 45 köye Ermeni askeri birlikleri tarafından saldılar düzenlendi. Sivil halk ateş altına alındı.
6 Nisan 1920'de Zengezor, Ordubat ve Vedi'deki İslam köyleri talan edildi.
16 Nisan 1920'de Haçaparak Köyü'nde evler basıldı. Kadın ve kızlar tecavüz edildikten sonra yakıldı.
23-24 Mayıs 1920'de Cebeçalı
Köyü
'nde yaşayanların tamamı süngüden geçirildi.
27 Nisan 1920'de Hacıbayram ve Haberbegli köyleri basılarak Müslümanlar öldürüldü. Katliamdan kaçanlar ise Aras Irmağı'nda boğuldu.
O katliamlardan kaçanlar da kurtulamadı.
Gence'ye giden 500 Müslüman, Gümrü yakınlarında vagonlardan indirilerek katledildi.
Azerilere karşı yürütülen soykırım, işkence ve göç politikaları Sovyet döneminde de sürdü.
***
Yakın tarihin en kanlı trajedilerinden biri olan Hocalı Soykırımı'nın üzerinden tam 21 yıl geçti.
Batı, tarih boyunca sürdürülen Balkanlar ve Kafkaslardaki diğer Müslüman kıyımlarında olduğu gibi sessiz kaldı ve bu sessizlik halen sürüyor. Peki biz ne yapıyoruz?
Gereken insani tepkiyi gösterebiliyor muyuz?
Hocalı Katliamı karşısında "Hepimiz Azeriyiz" diyebiliyor muyuz? Maalesef hayır.
Biz hala 1900'lü yıllarda Ermenilere soykırım yapıp yapmadığımızı tartışıyoruz!..