Tarihi 14 Ocak 2013

Bir teröristin ölümü

Komplo teorilerini, abuk sabuk yorumları ve terör örgütünün propagandalarını bir tarafa bırakalım; gerçeklere bakalım. Sakine Cansız, Rahibe Teresa ya da Florence Nightingale değil, on binlerce insanın ölümüne sebep olan bir terör örgütünün kurucusuydu.
Geçmişte elde silah dağlarda geziyordu. Örgütün Haftanin Kampı'nın sorumluluğunu yaptı.
Yüzlerce terörist eğitti. Yaşı ilerleyince de Avrupa'ya gidip para işine girdi.
Gönderdiği paralar silah ve mermi oldu; masum insanların, askerimizin, polisimizin göğsünde patladı.
Birilerinin bağırıp çağırıp "Kürt siyasetinin önemli isimlerinden biriydi" demesi gerçekleri değiştirmez. O, elinde pek çok insanımızın kanı bulunan azılı bir teröristti.
Eski arkadaşları ve nişanlısı ile aynı akıbeti paylaştı. Paris'te infaz edildi, su testisi su yolunda kırıldı!

***

Şimdi Sakine Cansız'ı biraz daha dikkatli inceleyelim...
Örgütün kurucularından Mehmet Şener'le nişanlanmıştı, evleneceklerdi.
Mehmet Şener, PKK için önemli bir isimdi.
Örgütün, 1990'da Bekaa Vadisi'nde gerçekleştirdiği İkinci Konferansın Genel Sekreterliğini yaptı. Burada "PKK'nın demokratikleşmesinden" söz etti. Sen misin bunu diyen? Baran kod isimli Cihangir Hazır ile birlikte tutuklandı. Şener, arkadaşları tarafından kurtarıldı.
PKK ise peşini bırakmadı. Suriye Gizli Servisi'nin yardımıyla Kamışlı'da yakalandı ve Öcalan'ın emri ile öldürüldü. Aynı olayda Şener'i destekleyen Muştafa Puşa ve karısı da katledildi. Öcalan, Sakine'ye işte böylesine büyük bir travma yaşattı!
Bu kadarla da kalmadı. Bir dönem Sakine Cansız da Öcalan'ın karşısına dikildi. Öcalan için "alçak" ifadesini bile kullandı. Öcalan, nişanlısı gibi O'nu da tutuklattı. Aylarca gözaltında tutup, alabildiğine ezdi ve aşağıladı. Sakine'ye bu süre içinde yüzlerce sayfalık "özeleştiri" yazdırıldı. Kısacası Abdullah Öcalan, O'nu etkisizleştirip, iyice itibarsızlaştırdıktan sonra serbest bıraktı.
Sakine Cansız, Öcalan yakalandıktan sonra rahatladı. Avrupa'daki para trafiğini yönlendirme görevi, kendisine Öcalan değil, Murat Karayılan tarafından verildi.
Hiçbir kadın bu yaşadıklarını unutmaz!
Doğaldır ki, Sakine Cansız da unutmadı!
Buna rağmen, şimdi örgütün silahlı ve silahsız bütün güçleri sıraya girmiş, hep aynı açıklamaları yapıyor:
- Önderliğe ve Öcalan'a son derece bağlıydı...
Türkiye
'de, medyanın da yardımıyla kelimenin tam anlamı ile bir orta oyunu oynanıyor!

***

Bakın WikiLeaks'ın sızdırdığı ABD Dışişleri Bakanlığı kriptolarında Sakine Cansız için hangi tespitler yapılmış: "Sakine Cansız, PKK/KGK'nın finansörü, silahçısı ve taktik stratejistidir. PKK'nın Avrupa'dan Kuzey Irak'taki birimlerine para aktarılmasını engellemek için Rıza Altun ve Sakine Cansız'a karşı adım atılması gerekir."
Sakine
'nin ağabeyinin gazetelerde benzer açıklamaları var. PKK'nın kurucusu Baki Karer de aynı yönde sözler söylüyor:
- Para için örgüt tarafından öldürüldü.
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş
ise, bütün bunlara rağmen, Sakine Cansız ve diğer iki kadın için "Bu insanlar terörist değil" açıklamasını yapabiliyor. Paris'te toplanan kalabalıklar da Türkiye'yi hedef alarak "kin ve intikam" sloganları atıyor.
Tabii, bütün bunlar yapılırken "barış" sözcükleri ağızlardan düşürülmüyor! Şimdi, Paris'te öldürülen üç kadın terörist için Türkiye'de cenaze törenleri hazırlıkları başlatıldı. Olacaklar da belli...
Sakine Cansız'ın örgüt kamplarında elinde silah Öcalan'la birlikte çekilmiş fotoğrafları taşınacak. Tabutu örgüt bayrağına sarılacak. PKK lehine sloganlar atılacak.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti lanetlenecek.
Her zaman olduğu gibi tören sonrası polise, kamu binalarına ve vatandaşların araçlarına saldırılacak. Toplumdaki gerginlik zirveye çıkarılmaya çalışılacak. "Durun, siz ne yapıyorsunuz" diyenlere de "Barış sürecini sabote etmek istiyor" damgası vurulacak!
Nereden mi biliyorum? Çünkü, biz yıllardır
hep bu filmi seyrediyoruz!