2006 yılının Eylül ayıydı...
Antalya'da Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı yapılıyordu. Kurultay, ilk olarak 1993'de Alparslan Türkeş tarafından hayata geçirilmiş ve sağlığında geleneksel hale getirilmişti. Türkeş, ilk adımı atarken yaptığı konuşmada, "Türkçe konuşan devletler birliğini oluşturmalıyız" demişti:
- Gaspıralı İsmail'in dilde, fikirde, işte birlik hedefini hayata geçirmeliyiz.
Vefatının ardından bu vasiyeti dikkate alınmadı. Bahçeli, "Türk Kurultaylarını" yapmaktan vazgeçti.
O gün, 5 yıl aradan sonra "Türk Kurultayı" yeniden toplanmıştı. İlginçtir, toplantıya destek veren Bahçeli değil, Erdoğan'dı. Kürsüdeki Başbakan "Türkçe konuşan devletler topluluğu oluşturmalıyız" diyordu:
- Gaspıralı İsmail'in dilde, fikirde işbirliği hedefini gerçekleştirmeliyiz.
O gün Erdoğan'a sordum:
- Hayata geçirilmesini istediğiniz hedefler, Türkeş'in vasiyetiydi. Geçmişe dönersek, Türkeş'in vasiyetine sahip çıkacağınızı düşünür müydünüz?
Erdoğan, cevap verirken Devlet Bahçeli'ye yüklendi:
- Türk cumhuriyetleri ve topluluklarına en çok önem veren Başbakan benim.
Başkaları ise, sadece bunun şov ve istismarını yaptılar. Sayın Bahçeli, bu ülkede 3,5 yıl iktidarda kaldı, Başbakan Yardımcılığı yaptı. Türk cumhuriyetleri ile ilgili hangi adımı attı? Kaç Türk cumhuriyetine gitti? Onlar için ne yaptı?
12 Eylül'ün ardından açılan MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası başlamıştı.
Hakkında idam cezası istenen Alparslan Türkeş, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde savunmasını yapıyordu...
İlk sözleri şunlar oldu:
- Bu dava sanıkların çokluğu ve isnatların ağırlığıyla tarihe geçecektir.
Bugün siz bizi yargılıyorsunuz, ama yarın tarih de sizi yargılayacak.
Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü. Türkiye'de darbecilerin yargı önüne çıkmasını sağlayacak anayasa değişikliği gündeme geldi. Cuntacıların büyük acılar yaşattığı pek çok MHP'li bayram yaparken, Bahçeli "Hayır" dedi.
Türkiye, şimdi de Başkanlık Sistemini tartışıyor...
Bu da Alparslan Türkeş'in vasiyetlerinden biri. Üstelik, 9 Işık'ta yer alan ve doktrinleşen bir vasiyet! Kapağında Alparslan Türkeş'in imzası bulunan "Temel Görüşler" kitabında neden Başkanlık Sistemi istendiği bütün ayrıntıları ile anlatılıyor: "Milliyetçi Hareket, tek meclis, tek başkan sistemini savunur. Çağımız, kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Binin için Türk tarih ve töremize uygun olarak Başkanlık Sistemini savunuyoruz. İcrayı Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz."
Türkeş'in yolunda giden ülkücüler de yıllarca "Tek Meclis, Tek Başkan" sloganları attılar. Duvarlara Başkanlık Sistemini öven yazılar yazdılar.
Devlet Bahçeli, bugün Başkanlık Sistemine de karşı çıkıyor.
Durum bu olunca İktidar, MHP'yi Alparslan Türkeş'le vurmaya devam ediyor.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, MHP'ye yönelik olarak söylediği sözler yenir yutulur gibi değil:
- Bugünkü MHP'nin 9 Işık'tan ışık almadığı, başka yerlerden ışık aldığı açık bir şekilde gözüküyor.
Bahçeli'nin MHP'si iki ateş arasında sıkışmış durumda...
Bir yandan İktidar tarafından içine düştüğü "çelişkiler" ortaya konularak sıkıştırılmaya çalışılıyor. Diğer taraftan parti içinde "Türkeşsiz MHP" eleştirileri gündeme getirilip, Devlet Bahçeli ideolojik olarak alabildiğine eleştiriliyor.
Bahçeli taraftarlarınca "fitne" ve "fesat" gibi ifadelerle gizlenmeye çalışılsa da son kongrede muhaliflere giden oyların altında Devlet Bahçeli'nin MHP'sinde ortaya çıkan bu görüntü yatıyor!
