Tarihi 29 Ağustos 2012

Biri BDP'lilere iki tokat atsa!

Sakın yanlış anlaşılmasın, olmasını istiyor değilim. Sadece düşünüyorum!
Vatandaşın biri çıkıp, BDP'li milletvekillerinin üstüne yürüse... Hızını alamayıp birini tokatlasa... Ne olurdu acaba?
Hiç şüphe yok ki, Türkiye'yi ayağa kaldırırlardı. "Bu tokat demokrasiye darbedir" diye bağırırlardı. "Irkçılar iyice azıttı" diye feryat ederlerdi. Hep bir ağızdan "Bizi zorla, kaba kuvvette sindiremezler" nutukları atarlardı...
Çünkü, benzer bir olay daha önce yaşandı ve aynen böyle yaptılar. Türkiye'deki pek çok insanı da yanlarında buldular.
Peki, kendileri nasıl davranıyorlar?
Son günlerde yaşadıklarımız ayan beyan ortada:
Demokrasi umurlarında bile değil. Silahlı ve kanlı bir terör örgütüne destek çıkıyorlar.
Bugüne kadar yüzlerce çocuk ve binlerce sivili katleden PKK'lılarla sarmaş dolaş fotoğraflar veriyorlar.
Zaten yıllardır ırkçılık ve bölücülük yapıyorlar.
Zorla ve kaba kuvvetle sonuç almaya çalışıyorlar. Hem de ağır silahlar kullanarak ve son derece kanlı bir biçimde!
Van Milletvekili Aysel Tuğluk'un kullandığı şu ifadeye bakın:
- PKK, Şemdinli'deki çatışmalarla, "Ben bitmedim, varım; siz bizi bitiremezsiniz" diyor. Başbakan'ın önünde iki yol vardır. Ya Kürtlerle oturacak, ya da Kürtler mücadelelerini devam ettirecektir.
Kadın, küstahlığın zirvesinde! Milletvekilliği dokunulmazlığı zırhına bürünüp ve arkasına terör örgütünü de alıp, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı tehdit etmeye çalışıyor. "Ya kendiliğinden yaparsın, ya da sana zorla yaptırırlar" mesajı veriyor.
Sözleri, buram buram demokrasi düşmanlığı, terör destekçiliği ve ırkçılık kokuyor.
Hem de en kabasından!
Gariptir, dün sadece bir yumruk yedi diye BDP'li Ahmet Türk'ün yanında yer alanların çoğu bugün Başbakan'ın da Türkiye Cumhuriyeti'nin de yanında değil.
Bir yandan "akan kan" edebiyatı yapıyorlar, diğer taraftan oluk-oluk kan akıtanlar ve onların destekçilerine karşı sessiz kalıyorlar.
Çünkü, iki yüzlüler ve samimi değiller.

* * *
TBMM'de, milletvekilleri ile ilgili 755 dokunulmazlık dosyası var. Bunların 634 tanesi BDP'li milletvekilleri ile ilgili. Ayrıca, her gün yenileri ekleniyor. Tamamına yakını da "terör destekçiliği" suçundan!
Oysa, Meclis'te sadece 24 tane BDP'li bulunuyor.
Orana vurulduğunda korkunç bir rakam ortaya çıkıyor. Meclis'teki milletvekillerinin yüzde 4'ü BDP'li. Ancak, dokunulmazlık dosyalarının yüzde 84'ü bunlarla ilgili. Her birine 26 suçtan fazla düşüyor.
Adeta birer "suç makinesi" gibiler!
Buna rağmen, umurlarında bile değil. "Durmak yok, yola devam" havası içindeler. Üstelik, her geçen gün daha fazla pervasızlaşıyorlar, bölücü terör örgütü ile ilişkilerini daha da çok ortalığa döküyorlar.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, "Dokunulmazlıkları kaldırılsın" diyen MHP Genel Başkanı'na verdiği cevap ortada:
* Kargadan korkan darı ekmez!

* * *
Yoruma gerek bırakmayacak kadar açık bir tavırla karşı karşıyayız...
Ne kanun ne nizam takıyorlar. Tecavüzü, tahriki ve küstahlığı tarz edinmiş durumdalar.
Suç işlemeyi kendilerine hak olarak görüyorlar. Başbakan dahil, önlerine gelene "posta koyup" ortalıkta geziyorlar.
Ali kıran, baş kesen gibiler!
PKK kırsal alanda kan döküyor, Şemdinli gibi şehirlere sızma girişiminde bulunuyor. Gaziantep'te bebekleri ve küçücük çocukları katlediyor. Bunlar da Meclis'ten onlara "destek atışları" yapıyor.
Bir de "Biz siyasetçiyiz" diye de ortalıkta geziyorlar.
Ne siyasetçisi? Onları İmralı ve Kandil seçti, Ankara'ya gönderdi. PKK denilen bölücü terör örgütü olmasaydı, bunlar Meclis'e girmeyi hayal bile edemezdi.
Bizim de artık bu gerçeğin altına kalın çizgiler çekip ona göre hareket etmemiz gerekiyor. Eğer terör örgütleri ve teröristlerin bir listesini yapacaksak...
PKK ve KCK'nın hemen altına BDP'nin adını eklemek hiç de yanlış olmaz!