Tarihi 27 Aralık 2011

Hadi Kemal Bey arkandayız

Vekil maaşlarına yapılan gece yarısı operasyonu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kızdırmış.
Gazetelerde çarşaf gibi demeçleri var. Son derece ağır ifadeler kullanıyor...
Diyor ki:
- Ben bunu kabul edilemez buluyorum. Önergeye imza atan CHP'li milletvekillerine de yükleniyor:
-Arkadaşlarımız Tanju Özcan ve Ahmet Toptaş'ın imzalarının olması hata değil, hatanın da ötesindedir.
Bu milletvekillerinin disipline sevk edileceklerini söylüyor.
İyi güzel de ne olacak bu milletvekilleri disipline verilince? Yapılan düzenleme yok mu sayılacak?
Elbette değil. İki ihtimal var. Ya olay soğuyunca mesele unutulup, olayın üzeri kapatılacak. Ya da bu milletvekillerine sadece uyarı cezası verilecek.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bu çıkış hiçbir işe yaramayacak. Sonuç değişmeyecek.
Emekliler ve Kılıçdaroğlu da dahil mevcut milletvekilleri zamlı maaşlarını ceplerine indirecekler.
***

Kılıçdaroğlu madem bu kadar kızgın, Meclis'teki operasyona sert tepki gösteriyor; o durumda adım adım yapması gerekenler belli:
Birincisi, önergede imzası bululan CHP'li milletvekillerini "kesin ihraç talebi" ile disipline verir.
Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın, "Bana partimden talimat geldi, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi önergeyi imzalamamı istedi" türünden sözlerini dikkate almaz. Kapının önüne koyar!
İkincisi de oylamaya katılmayan ve yasa çıkarken tepki göstermeyen Umut Oran'ın yaptığını yapar. Kamuoyunun karşısına geçip, "Bu düzenleme vicdanla bağdaşmaz" der:
- Ben, Kemal Kılıçdaroğlu olarak bu parayı almıyorum.
Yetmez, çünkü Kılıçdaroğlu bir partinin Genel Başkanı. Bireysel tavrını partiye de yansıtması gerekir. Toplar partisinin yetkili kurullarını, ağırlığını koyup bir karar alır.
Bunu da kamuoyuna açıklar:
- Biz CHP olarak bu düzenlemeye karşıyız. Hiç birimiz bu haktan yararlanmak istemiyoruz. Milletvekili zamlarını almıyoruz.
Silivri
'deki tutuklu milletvekilleri için Meclis'te çıkardığı "yemin krizinin" bir benzerini bu defa da milletvekili zamları için ortaya koyar.
Yine yetmez. Partisinin yöneticilerini yanına alır. Kameraların karşısına geçer.
Bizzat Çankaya Köşkü'ne net bir çağrıda bulunur:
- Sayın Cumhurbaşkanı'ndan bu yasayı veto etmesini bekliyoruz. İşte bütün bunları peş peşe yaparsa gösterdiği tepki bir işe yarar; sonuç verir.
Yoksa, gazetelere demeçler verip, "çok yanlış oldu" demek hiçbir işe yaramaz.
Vatandaşın gazını alıp puan toplamaya çalışmaktan öte anlam taşımaz.
Kılıçdaroğlu bütün bunları yaparsa, söz biz de arkasında dururuz.
***

Acaba CHP yönetimi böylesine net bir tavır ortaya koyabilir mi?
Zor, çok zor.
Çünkü, 135 kişilik CHP Grubu'nun büyük bölümü oylamaya katılmayarak bu yasaya dolaylı destek verdi. Oylamaya sadece Haluk Koç, Emine Ülker Tarhan, Levent Gök, Bülent Kuşoğlu, Uğur Bayraktutan, Osman Aydın, Bülent Tezcan, İlhan Demiröz, Serdar Soydan, Adnan Keskin, Kazım Kurt, Mevlüt Aslanoğlu, Mahmut Tanal, Mehmet Kesimoğlu, Özgün Özel, Emre Köprülü, Orhan Düzgün ve Dilek Akagün Yılmaz katılıp, "hayır" dedi.
İlginçtir, şimdi en çok Meclis'e gitmeyen, yasa görüşülürken olumsuz tavır ortaya koymayan ve oylamaya katılmayan CHP'liler tepki gösteriyorlar.
Üstelik, bu düzenlemeye bazı parti yöneticilerinin destek verdiği iddiaları da havada uçuşuyor. İsim verilerek Grup Başkanvekilleri suçlanıyor.
Kılıçdaroğlu, böyle bir tablo içinde kimi, nasıl suçlayacak? Gelebilecek karşı ataklara ne cevap verecek?
İşte bu yüzden pek de sonuç vermeyecek ataklar yapıyor!