Tarihi 30 Kasım 2011

Ölüm kusan bir silah

Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, molotofkokteylini silah saydı. İki PKK'lıya 12 yıl 6'şar ay hapis cezası verdi.
Tartışmalar da başladı...
Cılız da olsa malum çevrelerden itirazlar var:
- Yasada açıkça zikredilmemiştir. O yüzden molotofkokteyli silah olarak değerlendirilemez.
Oysa, mahkemenin verdiği karar doğru...
Molotofkokteyli ölüm kusan ateşli bir silah!
***

Molotofkokteyli öylesine tehlikeli bir silah ki, insanlara acı vererek öldürüyor. Kitlesel katliamlara yol açıyor.
25 Aralık 1991'de İstanbul Bakırköy'deki Çetinkaya Mağazası'na atıldı. Büyük bir katliama yol açtı. Olay, yedisi kadın, biri çocuk, toplam 11 kişinin ölmesiyle sonuçlandı. Geride 14 de yaralı bıraktı.
4 Mayıs 1995'te İstanbul Küçükçekmece'deki Nazlı Giyim Mağazası'nda kullanıldı. Üç kişinin yanarak ölmesine, bir kişinin de ağır yaralanmasına yol açtı.
Bu ülkede molotofkokteyli kullanılarak yüzlerce araç yakıldı.
2009 yılında yaşadığımız Serap Eser olayı halen hafızalarımızda. 17 yaşındaki Serap'ın tek suçu dershaneye gitmekti.
Küçükçekmece'deki bir İETT otobüsünde molotofkokteyli ile diri diri yakıldı.
Serap, yaşamak için 28 gün mücadele etti, ama başaramadı.
Bunlar, ülkemizde yaşanan olaylardan sadece birkaç örnek.
Şimdi sormak istiyorum:
- Vicdan sahibi hangi insan "Hayır, molotofkokteyli silah değildir, hiçbir tehlikesi yoktur" diyebilir?
Diyemez elbette.
***

Tartışmanın bir tarafında vicdan sahibi insanlar ve ciddi hukukçular var.
Molotofkokteylinin silah olduğunu söylüyorlar.
Diğer tarafta PKK'lılar ve destekçileri yer alıyor. Onlar da "Hayır, silah değildir, olamaz böyle bir karar" diye direniyorlar.
Normal, ortada yadırganacak bir durum yok. Bu silahı yıllardır pervasızca kullananlar, eylemlerine devam edip yeni cinayetler işlemenin planlarını yapıyorlar.
Aklın ve vicdanın sesi olanlar da muhtemel cinayetleri önlemeye çalışıyorlar.
Tartışmaların özeti bu.
Van Ağın Ceza Mahkemesi'nin kararı, son derece doğru ve yerinde!

CHP'de kırılma noktası
CHP
'de Dersim tartışmalarını başlatan Hüseyin Aygün, bir gazetedeki sözleri sebebiyle 12 milletvekilinden sert tepkiler almıştı. Samsun Milletvekili Haluk Koç, basın toplantısı düzenleyip, ağır ifadeler kullanmıştı:
- CHP, sinsi maceraperestlerin devşirme ve dönüştürme planlarını boşa çıkaracaktır.
Parti yönetimi de vaziyeti kurtarmak için Aygün'ün savunmasını alacağını açıklayıp, basın toplantısı yapan 12 milletvekilini uyarmıştı:
- İzinsiz basın toplantısı düzenliyor, partiyi sıkıntıya sokuyorsunuz...
Aradan günler geçti. Hüseyin Aygün'den savunma isteyen olmadı.
Üstelik Aygün, önceki akşam bir televizyon programına çıktı. İki saatten fazla ekranda kalıp, bilinen görüşlerini savundu.
Atatürk'le ilgili tepki toplayan sözlerini tekrarladı. Adeta, kendisini eleştiren milletvekillerine meydan okudu.
Bu kadarla da kalmadı. Aygün, Kılıçdaroğlu'nun, fikirlerine destek verdiği anlamına gelecek sözler de sarf etti.
Şimdi, Atatürk'le ilgili sözleri sebebiyle Aygün'e tepki gösteren milletvekilleri hop oturup, hop kalkıyorlar:
- Bundan sonra bizi kimse tutamaz! Öyle görünüyor ki, Aygün'ün yaptığı çıkışlar CHP'de kırılma noktası olacak. Ana Muhalefet, büyük bir kavganın arifesinde!

NOT: CHP
ile ilgili dün yazdığım yazı üzerine Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak aradı. Hırsının hiçbir zaman aklının önüne geçmediğini söyleyen Toprak, "Belediye başkanlığına adaylık gibi bir projem yok" dedi.