Tarihi 5 Eylül 2011

Kan emicilere yüzde 7

Laf güzel, benzetme yerinde:
- Sülükten, kamburdan kurtulduk.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız
, Uzanlar'ın açtığı son tahkim davasında kararın Türkiye lehine çıkmasını bu sözlerle değerlendirdi.
Nedir sülük?
Kan emen bir parazit. Üstelik, oldukça doyumsuz bir hayvan. "Yeter" demiyor; kendi ağırlığının 8 katına kadar kan emebiliyor.
Tıpkı Uzanlar gibi!
Bu ülkeyi terk edip gittikten sonra, Uzanların açtıkları davaların miktarı da toplam 230 milyar dolar.
Türkiye
gerekli hassasiyeti göstermeseydi, ipin ucunu bu kadar sıkı tutmasaydı, belki de kazanacaklardı.
Hem "kırmızı bültenle" aranacaklar, hem de düzenledikleri sahte belgelerle bu ülkenin kaynaklarını ceplerine indireceklerdi.
Bir başka ifade ile bu milletin kanını emeceklerdi.
***

Cem Uzan deyince, akla hemen Genç Parti ve 2002 Seçimleri öncesinde düzenlediği kampanya geliyor...
Çok büyük iddialarla ortaya çıkmışlardı.
Cem Uzan'ın posterlerinin altında hep aynı yazılar yazıyordu: "Türk Milleti için canım da feda, malım da."
Yetmiyor, "dürüst, bilgili, vicdanlı, eğitimli kadro" vaatleri havalarda uçuşuyordu.
Sonra her şey değişti. "Dürüst ve vicdanlı" kadro iddiaları, yerini uluslararası mahkemelere sunulan sahte belgelere bıraktı. Millet için "malını feda etme" iddiasındaki Cem Uzan, Türkiye'yi terk edip, milletin paralarına göz dikti. Uluslar arası mahkemelere dava üstüne dava açtı.
Takke düştü, kel görüldü!
***

Bu milletin değerleriyle taban tabana zıt bir hayat sürüyordu. Cem Uzan portresi, toplumun genel kabulleri ile hiç mi hiç uyuşmuyordu.
Buna karşılık "milli" olan bütün değerleri alabildiğine kullandı. "Milliyetçilik ticareti" yaptı!
Üstüne bir de İbrahim Tatlıses ve Hande Yener konserlerini ekledi.
Mitinglerde döner-ekmek dağıttı.
Sürekli olarak desteksiz attı:
- İl sayısı 250'ye çıkacak, mazot 1 YTL'ye düşecek, Genç Parti, ezilen büyük kitlelerin iktidarı olacak...
Attı, ama tuttu. Seçimlerden 3 ay önce kurduğu partisine 2 milyonun üzerinde oy topladı. Türkiye genelinde seçmenlerin yüzde 7'sinin oyunu aldı.
Biraz daha erken harekete geçseydi, belki de yüzde 10'u aşıp, Parlamento'da grup kuracaktı. Bakan Yıldız'ın "sülük" olarak nitelendirdiği, sahte belgelerle uluslar arası mahkemelerde Türkiye'yi sıkıntıya sokmaya çalışan Cem Uzan, belki de bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olacaktı.
Ucuz atlattık...
Verilmiş sadakamız varmış, Allah kurtardı!
***

Uzan Ailesi'nin 10 ayrı sektörde 200'ü aşkın şirketi vardı. Uzanlar, gerçekten büyük bir imparatorluğa sahipti. O imparatorluk, çok kısa sürede çöktü.
Çökerken de çıkardığı çatırtılar, hepimize "vay be" dedirtti!
Neler görmedik ki...
Kanuna karşı akla gelmedik hileler ve finans hareketleri ile karşılaştık. Bankalarda "çifte muhasebe oyunları" gördük.
Gizli işler, gizli bölmeler, gizli hayatların arka planlarına şahit olduk. Rüşvet, şantaj ve tehdit üzerine kurulu bir yapı ile karşı karşıya kaldık.
Uzanlar, devlet içinde adeta ayrı bir devletti! Çöktü, gitti ve bitti.
Bizim için bitti, ama Uzanlar için yeni başlıyor. Asıl bundan sonraki süreci dikkatle izlemek lazım. Daha neler göreceğiz, neler. "ilahi adalet" adım adım tecelli ediyor. İbretlik bir sürecin
içindeyiz.