Tarihi 17 Ağustos 2011

Erdoğan adına ahkam kesenler

Kimi fırsatı ganimet bilip kendini tartışmaların içine attı; olan biteni alabildiğine çarpıttı. Kimisi, gerçekte ne olduğunu bilmeden safça kervana katıldı.
Kimi de modaya uyup "ben de buradayım" mesajı vermeye çalıştı... "Demokratik Açılım"ın ilk günlerinde yapılan değerlendirmeler ve yorumlar gerçekten dehşet vericiydi!
Neler söylenmedi ki... "Özerklik" diyen oldu. "Federasyonu" savunan çıktı.
Terör örgütü PKK'nın propagandası yapıldı. Toplumu ayrıştıracak, bu ülke insanını birbirine düşman edecek ne kadar yorum varsa yapıldı.
Türkiye ameliyat masasına yatırılıp, neşter üzerine neşter vuruldu. Herkes, Başbakan Erdoğan adına ahkâm kesme yarışına girdi.
Ucube projeler ortaya atıldı. Garip ve anlaşılmaz formüller geliştirildi. Bunların tamamı da "Demokratik açılımın gerekleri" olarak halkın önüne konulmaya çalışıldı. Geliştirilmek istenen "kardeşlik projesi" tam bir "bölünme ve parçalanma planı" haline dönüştürülmek istendi.
At izi it izine karıştı!
***

Öyle bir hava oluşturuldu ki...
Türkiye'nin yıllardır yaşadığı gerçekler bir kenara atıldı. PKK terör örgütü, adeta masum ve haklı bir dernek konumuna dönüştürüldü. Bu örgütün elebaşları allanıp pullanıp toplum önüne konuldu.
Örgüt de bundan istifade edip, "şirinlik" atakları sergilemeye başladı. Terör örgütü adına yapılan açıklamalar birbirini izledi.
Adeta o kadar insanın birtakım küçük, masum ve haklı talepler için silahlanıp dağa çıktığı izlenimini verecek sözler sarf edildi:
- Biz bölünme değil, haklı taleplerimizin kabulünü istiyoruz.
Bundan birkaç ay önce bir televizyon programında PKK için "bölücü örgüt" dediğimde yüzüme vebalı gibi bakıp tepki göstermişlerdi:
- Sen gerçekten Türkiye'nin bölüneceğine inanıyor musun? Baksana PKK bile Türkiye'nin bölünmesini istemediğini söylüyor. Üstelik, bunları Başbakan ve Hükümet adına ahkâm kestiğini düşünen bir takım isimler söylemişti.
Ardından "Demokratik Özerklik" ilanı geldi.
PKK bilinen tavrını devam ettirip saldırılarını sürdürdü. Sürekli olarak kan döktü. BDP'li milletvekilleri de Türkiye'yi sıkıntıya sokmak için ellerinden geleni ardına koymadı.
Durum bu olunca, Başbakan'dan sert açıklamalar geldi. Erdoğan, "PKK bile bölünme istemiyor" diyenlere cevap verircesine defalarca "bölücü terör örgütü" ifadesini kullandı.
***

Başbakan'ın şu sözleri önemli:
1) Kendi kendine bu ülkenin şehirlerinde gayri meşru parlamentolar oluşturmak suretiyle kimse bu ülkenin bir vilayetinde herhangi bir ameliyat yapamaz.
2) Yerel özerklik, bilmem ne özerklik... Bu ülkede hiçbir vilayetimizde yerel yönetimlerin özerkliğinin dışında herhangi bir yerel özerklik diye bir şey konuşulmaz.
BDP
'li Hasip Kaplan'ın verdiği tepkinin de altının çizilmesi gerekli:
- Başbakan, aslında açılımın bittiğini ilan ediyor.
Başbakan Erdoğan
ve Hasip Kaplan'ın sözleri alt alta konulduğunda Türkiye'deki tablo daha da netleşiyor.
Erdoğan, "Demokratik Açılımı" bir "Kardeşlik Projesi" olarak görüyor.
Türkiye'nin bütünlüğünü, bu ülke insanının birlik ve beraberliğini pekiştirecek bir program uygulamaya çalışıyor.
PKK ile aynı dili konuşan BDP ise, çok farklı telden çalıyor. BDP ve onunla aynı amaçları paylaşan PKK terör örgütü "Demokratik Açılımdan" bölünme ve ayrışma sonucunu çıkarmaya çalışıyor. "Açılıma" bakışta arada dağlar kadar fark var. Erdoğan "kardeşlik" dedikçe, PKK "kardeşliğe" kurşun sıkıyor.
Mesele bu kadar açık ve net.
Sürekli olarak Erdoğan adına ahkâm kestiği izlenimini verip, BDP ile benzer sesler çıkaranlar ya çok saflar ya da hâlâ bu gerçeğin farkında değiller.