Tarihi 10 Haziran 2011

Hayırlı olsun

Artık seçim için son dönemece girildi.
Sadece iki gün sonra seçmen sandığa gidecek ve tercihini kullanacak.
Son dönemece girdiğimiz şu günde durum ne? Halen kararını vermeyen seçmen kaldı mı acaba?
Hiç sanmam. Bence, herkes kararını verdi.
Dillendirip söylemese de kim ne yapacağını, oyunu ne şekilde kullanacağını gayet iyi biliyor.
Eskiden her seçim öncesi aynı tablo yaşanır, muhalefet tarafından genellikle aynı sözler dillendirilirdi:
- İktidar, bütün devlet imkânlarını sonuna kadar kullandı. Seçmeni olumsuz yönde etkiledi.
Artık, bu yöndeki şikâyetler pek dillendirilmiyor...
Çünkü, Türkiye çok değişti.
Seçim kampanyası döneminde herkes söyleyeceğini rahatça söyledi. Herkes seçmene mesajını ulaştırdı. Herkes eteklerindeki taşları döktü. Seçmen de hepsini ayrı ayrı dinledi. Siyasi partilerin vermek istedikleri bütün mesajları aldı.
Ne siyasetçinin, ne de seçmenin mazereti kalmadı!
***

Şimdi eskisi gibi değil...
Çok değil, bundan 20-25 sene önce "seçim gezileri" düzenlenirdi.
Siyasi parti liderleri bavullarını hazırlar, kurmaylarını yanına alır, "Anadolu turuna" çıkarlardı. Bu geziler, günlerce devam edip giderdi.
Ulaşım imkânları kısıtlıydı; liderler, günde sadece bir ilde miting yapıp, halka hitap edebilirdi.
Bugün her şey öylesine değişti ki...
Liderler, artık günde 2-3 ilde mitingi düzenleyebiliyorlar. Söyledikleri de televizyonlar vasıtası ile anında Türkiye'nin dört bir yanına ulaşıyor.
Artık siyasetçinin eskisi gibi mesaj sorunu yok.
***

Sertlikler oldu, gerginliklerle karşılaşıldı; ancak yine de güzel bir kampanya dönemi yaşandı. Bu seçimin en olumlu tarafı ise, çevre kirliliğine son verilmesiydi. Cadde ve sokaklardaki o eski çirkinlikler ortadan kalktı. Bayrak ve afiş kirliliği ile birlikte gereksiz israf da önlendi.
Tek sıkıntımız terör destekli siyasetin yarattığı kirlilikti.
Onlar demokrasiyi yine kirlettiler.
Siyasi partilerin seçim büroları yakıldı. Halka kendisini anlatmak için sokağa çıkan adaylar taşlandı.
Bazı illerimizde seçmenler sürekli olarak tehdit altında tutuldu.
Bütün bunlar, yine hepimizin gözleri önünde yaşandı. O çirkinliklerin üzerini örtmek mümkün değil. Terör destekli siyasetin saldırılarını televizyon ekranlarından izledik. Teröre sırtını dayayan siyasetçilerin beyanlarını gazetelerde okuduk.
Hiç biri gizli saklı değildi.
İki gün sonra sıra seçmene gelecek.
Vatandaş, elbette bütün bu yaşananların bir muhasebesini yapacak. Sandık başına gittiğinde de gereğini yerine getirecek.
Pazar günü mühür sahibinin eline geçecek!
***

Eskiden seçim öncesi heyecan doruğa çıkardı...
Şimdi o da kalmadı. Henüz vatandaş gidip oyunu kullanmadı, ama sonuç üç aşağı beş yukarı belli!
Ciddi kamuoyu araştırmalarının tamamı aynı noktada birleşiyor. Sandıktan yine tek başına iktidar çıkacak. Yapılan tartışmalar, oy oranları üzerinde.
Ak Parti ve Erdoğan'a muhalif yabancı basın organları da durumu farkında. "Türkiye'de iktidar değişecek, her şey farklı olacak" demiyorlar. Hep aynı yorumları yapıyorlar: " Ak Parti ezici bir çoğunluk sağlamamalı."
Kılıçdaroğlu
bile geçtiğimiz günlerde "Size katkı yapmam ha" diyerek, seçim sonucunun iktidarı değiştirmeyeceğini erkenden ilan etti.
Durum bu olduğuna göre, son iki günlük çaba "değişim" için değil, oyları biraz daha artırmak için gösterilecek.
***

Sonuç öylesine belli ki, iktidar seçim yokmuş gibi 13 Haziran sonrasına yönelik adımları önceden attı. Vakit kazanmak için kabinenin yapısını değiştirecek düzenlemeleri şimdiden yaptı.
Daha oylar kullanılmadı, ama bence bu iş bitti. Hayırlı olsun!