Tarihi 4 Nisan 2011

İttifak hesapları

Milletvekili aday listeleri için geriye sayım sürüyor. İsimlerin belli olmasına ve heyecanın sona ermesine sadece bir hafta kaldı.
Bir başka heyecan da ittifak görüşmelerinde yaşanıyor. Tek başına sandığa gömülecek partiler, ittifakla kendilerini Meclis'e atmanın hesapları içindeler.
Bu hesaplar tutar mı?
İşte o biraz şüpheli!
İttifak çalışmalarının göbeğinde DP var. Bir yandan SP ve Abdüllatif Şener'in TP ile görüşüp "çatı" pazarlığı yapıyor. Diğer taraftan MHP'ye çağrı üstüne çağrı gönderiyor:
- Sizin çatınız altında ittifak yapalım.
Devlet Bahçeli
oralı bile değil. Belli ki MHP ittifaka kapalı. Ancak, DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, ısrarla çağrısını sürdürüyor. Öyle görünüyor ki Zeybek, SP ve TP ile yapacağı ittifaktan ciddi bir sonuç çıkmayacağı düşüncesinde.
Haksız da değil. Durum apaçık ortada. SP ile yaptığı ittifak görüşmeleri topluma hiçbir heyecan vermiyor.
İşte bu yüzden TP Genel Başkanı
Abdüllatif Şener
, milletvekilliği için Sivas'tan bağımsız aday olma formülünü bir köşede tutuyor. Şener de biliyor ki, önümüzdeki dönem Meclis'te olmayan bütün siyasi yapılar silinip gidecek.

***


Aslında, şimdiden tutacağı belli olan başka ittifak formülleri de vardı. Bazı baraj altı partilerin bir araya gelmesi sonucunda yüzde 10'luk ülke barajının aşılması garanti gibiydi.
Mesela SP, BDP ve TP ittifakı gibi.
Gerçi, BDP'lilerle oturup pazarlık yapmak çok zor. Önce İmralı'daki Abdullah Öcalan'a soracaklar. Daha sonra Kandil devreye girecek. Üstüne üstlük, örgütün Avrupa teşkilatlarının da "olur"unu almak gerekecek. Yine de güçlü bir irade ortaya konulmuş olsa, bütün bunlar aşılabilirdi.
Buna rağmen olmadı. Çünkü, BDP'nin kapıları da ittifaka kapalı. Bu siyasi parti, meselelere diğerlerinden oldukça farklı bakıyor. Genel seçimde Meclis'e daha fazla milletvekili sokmak BDP açısından pek de önemli değil. BDP, bambaşka hedefler peşinde.
Seçim öncesi "Sivil itaatsizlik" adı altında bazı eylemler başlattılar... "Sivil itaatsizlik" dedikleri apaçık bir kalkışma. Adı ne olursa olsun, seçim öncesi bu yaptıkları düpedüz bir başkaldırı. Devlet otoritesine her alanda karşı çıkıyorlar. "Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tanımıyoruz" mesajını veriyorlar. Cuma namazlarında camilere bile gitmeyip, dışarıda saf tutuyorlar.
BDP "tahrik" ve "ayrıştırma" politikası izliyor...
Bu yolla seçim öncesi kutuplaşmayı artırmak ve sandıkta bunu oya tahvil etmek düşüncesi içindeler. Yine seçmenin karşısına bağımsız adaylarla çıkacaklar. Parlamentoya sokacakları sayıyı daha da artırmaya çalışacaklar.
Bu kadarla kalsa iyi...
Başlatılan "sivil itaatsizlik" eylemlerinin çok daha geniş, uzun vadeli ve oldukça tehlikeli hedefleri var:
Toplumu bölmek için uğraşıyorlar.
Düşmanlıkları artırmak için çabalıyorlar.
O bölgede yaşayan insanların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne mensubiyet duygularını tamamen yok etmek amacındalar. "Sivil itaatsizlik" aslında yıllardan beri sistemli olarak uygulanan "düşmanlaştırma ve bölme projesi"nin yeni bir adımı.

***


Zaten artık saklamıyor, açıkça söylüyorlar:
- Bizim tepkimiz Mısır ve Libya'dakinden daha güçlü olacak.
Türkiye
'yi, bugün Arap ülkelerinin içine girdiği kaos ortamına doğru sürüklemeye çalışıyorlar. Bir sonraki hedefleri ise, bu kaosun içine milletlerarası camiayı da çekebilmek.
Seçim öncesi ittifak yapıp da Meclis'e 5-10 milletvekili daha fazla sokmak umurlarında bile değil.
Türkiye partisi olmak ya daha fazla milletvekili çıkarmak gibi bir hedefleri yok.
Onlar, diğer siyasi partilerden çok farklı kulvarda koşuyorlar.
Kin, nefret ve ayrıştırma üzerine bir politika izliyorlar.