Tarihi 29 Aralık 2010

Köşk izlemede

Türkiye, BDP'nin "İki dilli hayat" ve "Demokratik özerlik" talepleri ile Başbakan Erdoğan'ın verdiği cevaba odaklanmış durumda.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, Cuma günü Diyarbakır'a gidiyor. Sivil toplum örgütleri, Cumhurbaşkanı'ndan randevu almak için kuyruğa girmiş durumda. Demokratik Toplum Kongresi'nin randevu talebinin kabul edilmesi halinde, Cumhurbaşkanı'na "Özerklik Raporu" verileceği konuşuluyor. İşte bu noktada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün nasıl bir tavır alacağı merak ediliyor. Cumhurbaşkanı, acaba Diyarbakır'da önemli mesajlar verecek mi?
Dün, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı'nın himayesinde TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödüllerinin dağıtımı yapıldı.
Ardından Cumhurbaşkanı'na kamuoyunun merak ettiği soruları sorduk...
Birinci soru:
- Diyarbakır'a yapacağınız gezinin özel bir anlamı var mı?
Cumhurbaşkanı, "hayır"
cevabını verdi:
- Diyarbakır da şehirlerimizden biri.
Diğer illeri ve şehirleri nasıl ziyaret ediyorsam, Diyarbakır'a da bu çerçeve içinde gidiyorum.
İkinci soru:
- Diyarbakır'a gitmeye son gelişmelerden sonra mı karar verdiniz?
Cumhurbaşkanı
, buna da "hayır" dedi:
- Hayır, ilgisi yok. Daha önceden planlanmış ve takvimimize konulmuştu. Nasıl Türkiye'yi gezip, diğer illeri ziyaret ediyorsam, vilayetleri, garnizonları, üniversiteleri ziyaret ediyor, iş adamları, o şehrin ileri gelenleri, sanayiciler ile yemek yiyorsam, orada da bunları yapacağım. Üçüncü soru:
- Diyarbakır'da, Türkiye'ye vereceğiniz bir masaj olacak mı?
Cumhurbaşkanı,
bu soruyu duymazlıktan geldi. Gül, vereceği mesajları Diyarbakır'a sakladı!
***

Tabi bu arada yorumlu ve maksatlı sorular da geldi...
- Sayın Başbakan'ın yaptığı konuşmadan sonra, sanki demokratik açılımın seçime kadar biraz tatile girdiği kanısı uyandı.
Cumhurbaşkanı
, kendisinin çekilmek istendiği alana girmedi. Basın mensuplarına salonu gösterip, "Haydi bakalım, dolaşalım biraz" dedi.
Bu arada söylediği sözlerden yola çıkarak yorumlar yapılmaya çalışıldı. Konu tekrar aynı noktaya getirilip, soruldu:
- "Diyarbakır da şehirlerimizden biri" diyerek, Türkiye'nin üniter yapısını mı vurgulamaya çalıştınız?
Gül,
her sözünü yorumlayıp, anlamlar yüklenmesinin doğru olmayacağını söyledi.
Görüldü ki, Köşk şimdilik izlemede!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün nasıl bir tavır ortaya koyacağını görebilmek için cuma gününe kadar beklemek gerekecek.
***

Dün, bazı bakanlar da Çankaya Köşkü'ndeydi...
Devlet Bakanı Cemil Çiçek, basın mensuplarına bir hatırlatmada bulundu:
- Zaten haber ajansları vasıtası ile açık açık söylüyorlar. "Şu şu konuları tartışmaya açın" diyorlar.
Devam etti:
- Siz bu tartışmaları yapmazsanız, kendileri çalar, kendileri oynarlar.
Ardından noktayı koydu:
- Müşterisiz mal zayi olur!
***

TÜBİTAK
ödülleri dağıtım töreninde ilginç bir gelişme yaşandı. Bilim Ödülü'nü alan Prof. Dr. Seza Özen "taş atma" anlamına gelecek sözcükler kullandı:
- Cumhuriyet'in aydınlanma devrimi sonucu akademik yaşamımın hiçbir noktasında ayrımcılık yaşamadım.
Ancak, 2010'lu yıllarda kadın modelinin erkeğin arkasında duran, üretime katılmayan bir şekle döndüğünü üzülerek izliyorum.
Cumhurbaşkanı
ise, bu sözlere her alanda ileri giden kadınları överek cevap verdi.