Türkiye'nin dört bir yanından yükselen tepkiler, Kusturica'yı festivale davet eden CHP'li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın umurunda bile değil. Yaptığı açıklamalara bakılırsa, Kusturica da halen tepki doğuran sözlerinin arkasında.
Müslümanken din değiştirip Hıristiyan olan Kusturica, Bosna'daki tecavüzlerin abartıldığını söylemişti. "Biz, 500 yıl önce Sırptık, yine Hıristiyan ve Sırp olalım" demişti. Hıristiyan olması kendi tercihi; diyecek söz yok. Ama, söyledikleri doğru değil. Birincisi, Bosna'da binlerce Müslüman kadın ve kızın ırzına geçildi.
Üstelik bu eylem, planlı ve sistemli olarak yapıldı. Bütün amaç, Boşnakları aşağılayıp korkutmak, o topraklardan kazımaktı! İkincisi de bırakın 500 yıl öncesini, bin yıl önce de Boşnaklar Hıristiyan değildi.
Bosna'da öyle bir dram yaşandı ki, anlatılması kelimelere sığmaz...
Irza geçmeler, tecavüzler, soykırımla at başı gitti. Erkekler toplu halde kurşuna dizildi.
Kadın ve kızlara "toplu tecavüz partileri" düzenlendi. Her biri defalarca tecavüze uğradı. Türkiye'de bile tecavüz sonucu psikolojileri bozulan kadınlar için ciddi çalışmalar yapıldı. O günlerde E-5 üzerinde boşaltılan Fizik Tedavi Hastanesi, çatışmalarda yaralananların tedavisine ayrıldı. Trakya'da da tecavüz mağdurlarını tedavi etmek için özel bir hastane kuruldu.
Bütün bu işlerin başında ise, Başbakanlık Balkan İşleri Koordinatörü Albay Mustafa Kahramanyol vardı. O hastanenin duvarlarının dili olsa da, bugün konuşa!
Gelelim, Boşnakların 500 yıl önce Sırp ve Hiristiyan olduklarına... Kusturica'nın bu sözleri de cehalet dolu koca bir yalan.
Değil 500, bundan 700-800 sene önce bile Boşnakların kendi krallıkları vardı. Ben Kulin Krallığı'nı Boşnaklar kurmuştu.
Sırp olsalardı, kendi krallıkları olmazdı.
Çok daha öncesine gidelim...
Miladi 600'lerde orada bir Türk-Avar Federasyonu vardı. Bizans'a karşı kurulmuştu. Sonra, o bölgede Peçenekler, Uzlar ve Kumanlar boy gösterdi.
Bir Bulgar Tarihçisi olan Prof. Nikola Stanev, 1938'de yayınlanan "Bulgaristan'ın Kronolojik Tarihi" isimli kitabında M.S. 900'lü yıllar için bakın ne diyor: "Bir seferinde 600 bin atlı Peçenek, Tuna'yı geçip, Bizans topraklarına girdi."
Demek ki, orada sadece Sırplar yoktu!
Kusturica'nın dediği gibi Boşnaklar da Sırplarla aynı kökenden gelseydi, Ortadoks olmaları gerekirdi. Hırvat olsalardı, Katolik olurlardı. Oysa onlar, şamanlığa benzeyen Bogomil Mezhebi'ni benimsemişlerdi. Bundan bin yıl önce sırf bu yüzden Sırplardan, Hırvatlardan ve Macarlardan büyük zulüm görmüşlerdi.
Fatih Sultan Mehmet, 1456'da Kral'ı yenip Bosna'ya girdiğinde, Boşnakların büyük bölümü Osmanlı'ya kılıç çekmedi.
Yayçe Ovası'nda 35 bin kişi bir günde Müslüman oldu.
Belli ki...
Boşnaklar, sonradan Slavlaşmış bir Türk kavmi. Tıpkı, aslı Türk olan Bulgarlar gibi.
Antalya'nın CHP'li Belediye Başkanı Akaydın, tepki gösterenler için "ayıplıyorum" sözcüğünü kullanıyor:
- Altın Portakal Film Festivali, bir kültür ve sanat etkinliğidir.
Böylece, "Kustirika'nın ne söylediğine değil, sanatçı tarafına bakın" demeye çalışıyor.
Ancak, Akaydın'ın unuttuğu bir nokta var.
Boşnak katliamı sırasında Mostar Köprüsü'nü tahrip eden bataryanın Sırp komutanı da iki sanat doktorası olan bir adamdı. Buna rağmen, tarihi abideyi yerle bir etti.
Demek ki... "Emir" adını değiştirip, "Nemanya"yı tercih eden Kusturica'nın sanatçı olması fazilet sahibi olduğu anlamına gelmiyor.
Kusturica, film yönetmenidir, doğru.
Ancak, insanlık dışı bir katliamın arkasında yer aldı. Çentiklerin zulmünü onayladı.
Bugün de o insanlık ayıbını öven sözler söylüyor. Asıl ayıp olan nedir biliyor musunuz? Böyle bir adama sahip çıkmak!
Başta Kültür Bakanı olmak üzere festivale katılmayanları "ayıplayan", tepki gösteren MHP'li Belediye Meclis Üyesi'ni de yaka paça dışarı attıran Mustafa Akaydın önce aynaya baksın.
