Tarihi 1 Ekim 2010

Vuruşarak çekilecekler

İlhan Kesici'nin istifasının ardından, Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu bir araya geldi. Baykal da görüşmenin ardından yaptığı açıklamada "Hasret giderdik" dedi.
Bu iki kelime son derece önemli.
Baykal'ın "Hasret giderdik" demesi, devre dışı bırakılmaktan duyduğu rahatsızlığının önemli bir göstergesi. İçeride konuşulanlara gelince...
Onlar da Baykal ve ekibinin, Kılıçdaroğlu'na karşı nasıl bir kampanya yürüteceğinin habercileri. Deniz Baykal, önümüzdeki günlerde Kılıçdaroğlu'nu iki hassas noktadan vuracak. Görüşme sırasında bunun ipuçlarını verdi:
1) Laiklik ve türbana çözüm yönünde yapılan açıklamalar milletvekilleri ve teşkilat üzerinde rahatsızlık yaratıyor.
2) Daha düne kadar terör ve bölücülerle mücadele veren CHP'den yapılan "genel af" açıklaması doğru değil.
Baykal
da biliyor ki, CHP'de bir tasfiye süreci yaşanıyor. Kendisi olmasa bile, birlikte hareket ettiği arkadaşları milletvekili listelerine konulmayacak. Önder Sav, güçlü Genel Sekreterlik konumunu kullanıp, bu operasyonu gerçekleştirecek. Kemal Kılıçdaroğlu da Genel Sekreterine destek verecek.
Bu durumda Baykal, ya "Ne yapalım, buraya kadarmış" diyecek, iddialarından vazgeçip, köşesine çekilecek. Ya da siyasete devam etmek için başka arayışlar içine girecek. Bu operasyonu gerçekleştirirken de "vuruşarak çekilme" formülünü devreye sokacak.
Baykal, "CHP laikliğin kalesiydi" diyecek:
- Yıllarca bu yönde büyük mücadeleler verdik. Büyük bedeller ödedik. Kılıçdaroğlu geldi türbana özgürlükten bahsetti. Kılıçdaroğlu, CHP'yi AKP'lileştirdi.
Bölücülere karşı büyük direnç gösterdiklerini söyleyecek. "CHP, Türkiye'nin üniter yapısının teminatıydı" görüşünü savunacak:
- Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu hassasiyetine önem vermiyor.
Referandum kampanyası sırasında, çıkıp genel af istediğini bile tekrarladı.
Önümüzdeki günlerde CHP'de ciddi kavgalar yaşanacak... Önemli gelişmeler olacak!

* * *
HELAL OLSUN
Devrimci Karargah Örgütü'ne yardım ettiği iddiasıyla tutuklanan Hanefi Avcı'nın özel hayatı da tartışma konusu oldu...
Avcı'nın edebiyat öğretmeni Kezban Küçük'le ilişkisi bulunduğu yönünde iddialar ortaya atıldı. Sevgililerin "Örgüt üyesi Necdet Kılıç'ın evinde görüştükleri" haberleri gazetelerde yer aldı.
Herkes sandı ki Kezban Küçük saklanmaya çalışacak, basından kaçacak, sırra kadem basacak.
Oysa tam tersi oldu. Kezban Küçük televizyon ekranına çıkıp, ilişkisini doğruladı.
Avcı ile zaman zaman görüştüklerini söyledi.
Bu ilişkiye de bir isim koydu:
- Biz fikir sevgilisiydik.
Bitmedi, Avcı ile örgüt üyesi olduğu iddia edilen Necdet Kılıç'ın evinde görüştükleri iddiasını da reddetmedi. "Evet" dedi:
- Evet görüştük. Ama o ve ben.
Sadece ikimizdik açıkçası.
Bu kadarla kalmadı. Çok sıkıntılı bir dönemde Hanefi Avcı'ya sonuna kadar sahip çıktı:
- Ben ona kurban olurum. Gurur duyuyorum onunla. Şimdi sormak istiyorum:
- Acaba bu ülkede kaç kişi böyle bir yürekliliği gösterir?

* * *
BEYAZ TÜRKLER
Başbakan Erdoğan, başörtüsü konusunda yeni bir çağrı yaptı:
- Bu ülkede hangi düşüncede olursa olsun, ne taraftan olursa olsun; şu mahalle baskısı denilen şeyi ortadan kaldıralım. Şimdi bir samimiyet testi başladı!
Bu ülkede sık sık "mahalle baskısından" söz eden, istediği yerde rahatça rakısını yudumlayamadığı için kendisini "ezik" hisseden "Beyaz Türkler" bu çağrı karşısında ne yapacak acaba?
Ne diyecekler? Gerçekten merak ediyorum!