Tunceli'de dile getirdiği "genel af" vaadi, geniş kitlelerden büyük tepki topladı.
Önce bizler yazdık...
Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ağır bir açıklama yaptı...
Nihayet, Başbakan Erdoğan "olmaz, olamaz" diyerek noktayı koydu:
- Sadece biz değil, Türkiye ayağa kalkar!
Gerçekten de Türkiye ayağa kalktı. Şehit aileleri ve gazileri bünyesinde toplayan derneklerden sert tepkiler yükselmeye başladı. Şehidi ve gazisiyle, terörden zarar gören askeri, polisi, hemşiresi ve korucusuyla tüm terör mağdurlarını bünyesinde toplayan TEMADER, Kılıçdaroğlu'na sert tepki gösterdi.
Derneğin Genel Sekreteri Hacı Kayaer, "Kılıçdaroğlu bu açıklamayı yaparken, asıl bedel ödeyenler olarak önce bize sormalıydı" dedi:
- Bizler, ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak için büyük bedel ödemiş insanlar olarak ilgi beklerken, Kılıçdaroğlu terör ve teröriste genel af vaadinde bulundu.
Böylece bütün şehitlerimizin kemiklerini sızlatıp, kahraman gazilerimizi derinden üzdü.
Kılıçdaroğlu'nun "genel af" vaadi öylesine büyük rahatsızlık doğurdu ki...
Tepkiler bu kadarla sınırlı kalmayacak. TEMADER yöneticileri, bugün CHP Genel Merkezi'nin önüne giderek, Kılıçdaroğlu'nu eleştiren sert bir açıklama yapacaklar. Ardından da protesto için partinin önüne siyah çelenk bırakacaklar.
Tepki, belki daha da yayılacak.
Söylediği sözlerin doğurduğu tepkinin Kılıçdaroğlu da farkında ki, şimdi düzeltmeye çalışıyor. Genel affın ön şartının silahların susması olduğunu söylüyor.
Oysa, Tunceli'de bundan hiç söz etmemişti. Referandumda "hayır" çıkması ile birlikte genel affın gündeme geleceğini söylemişti.
Aslında Kılıçdaroğlu bir "gaf" yapmadı...
Önceden seçildiği belli olan cümlelerle, önceden belirlendiği belli olan Tunceli'de "genel affı" gündeme getirdi. Bir başka ifade ile inandığı gibi konuştu. Sadece, bu sözlerin doğuracağı tepkinin dozunu hesap edemedi.
İşte bu durum, söylediklerini daha da vahim kılıyor!
Kılıçdaroğlu, dağdaki teröriste af çıkarılması gerektiğine gerçekten inanıyor!
Aksi halde, Tunceli'de önceden tasarlandığı belli olan o sözleri söylemezdi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı'na arkasına büyük bir rüzgar alarak oturdu. Bu rüzgarla da Anadolu'ya çıkıp, referandum kampanyasını başlattı.
Peki, Kılıçdaroğlu kim?
Türkiye'nin temel meseleleri hakkında neler düşünüyor? Yarın eline imkan geçse hangi icraatları yapacak?
İşte bu soruların net bir cevabı yok!
Çünkü, kamuoyu kendisini yeni yeni tanımaya başladı .
Referandum kampanyası bu açıdan olumlu oldu. Vatandaş, kendisini dikkatle izliyor.
Kılıçdaroğlu'nun söylemlerine bakıyor. Notunu da ona göre veriyor.
İzlediği popülist politika ise, dikkatli bakan gözlerden kaçmıyor...
Kılıçdaroğlu, Tunceli'ye gidip, Ecevit şapkasını kafasına takıyor. "Halkçı Ecevit" söylemi ile vatandaşın karşısına çıkıyor. Bülent Ecevit'in mirasına göz kırpıyor.
Konya'da ise farklı bir üslup sergiliyor. Bu defa Ecevit'in izlediği politikaları eleştiriyor:
- 1970'li yıllarda, Ecevit döneminde Ekonomi iyi yönetilmedi.
Böylece bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyor. Ecevit'le birlikte, kendisinden önceki CHP Genel Başkanı ve Ecevit'in Enerji Bakanı Baykal'ı da hedef alıyor.
Ankara'da başka...
Karadeniz'de farklı...
Tunceli'de daha başka konuşuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Tunceli'de teröriste "genel af" müjdesi vermesi son derece önemli...
Taşlar, her geçen gün daha fazla yerine oturuyor.
Türk kamuoyu, CHP'nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu daha iyi tanıma imkanı buluyor!
