Tarihi 11 Ağustos 2009

Baykal'ın derin çelişkisi

1993 Yılı"nın Mayıs ayı. CHP'nin yeniden siyasi hayata dönüşünün üzerinden bir yıl geçmiş.
Partide hummalı bir faaliyet var. Çeşitli komisyonlar kuruluyor, Türkiye'nin temel meseleleri üzerine raporlar hazırlanıyor. Bunlardan biri de "Değişimin Gücü" başlıklı siyasal ve ekonomik durum raporu.
Raporda, 12 Eylül Anayasası yerden yere vuruluyor. Yeni bir anayasa gerekliliği üzerinde duruluyor. "Milli Güvenlik Kurulu'nun kaldırılması" isteniyor. Daha da ileri gidilip, Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması gereği vurgulanıyor.
Raporda, "Kürt Sorununa Demokratik Çözüm" başlıklı bir bölüm de var...
İşte raporun içindeki tespitlerden bazıları:
Farklı etnik kökenlerden gelen toplulukların ulusal bütünlük içinde kendi kimlik ve kültürlerini yaşatmaları ve geliştirmeleri demokrasinin özünü oluşturan evrensel ilkelerden biridir.
Kürt sorununun çözümü, köklü demokratik açılımlarla birlikte ele alınmalıdır. Bu açılım, etnik grupların dil ve kültürlerini koruma ve geliştirme haklarının, kendi dillerinde radyo ve televizyon yayını yapabilmelerinin, gazete ve dergi yayınlayabilmelerinin, özel okullar, araştırma enstitüleri ve benzeri kurumlar kurabilmelerinin güven altına alınmasını da kapsamaktadır.
Türkiye, değişik etnik kökenlerden gelmiş tüm insanların kardeşçe ve barış içinde yaşayacağı bir ülkedir.
Rapordaki ifadeler son derece net ve açık. CHP'nin bundan 16 sene önce hazırladığı raporda, Kürt sorununun çözümü için "Köklü Demokratik Açılımların" gereği savunuluyor!

***

CHP'nin hazırladığı bu rapor, sadece kağıt üzerinde kalmıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tarafından da hararetle savunuyor. Hem de karşı çıkanlara CHP'nin kapısını göstererek.
Nasıl mı?
Gerisini o günlerde CHP Ankara İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Ali Atayata' dan dinleyelim...
CHP'nin Meşrutiyet Caddesi'ndeki Ankara İl Binası'nda bir toplantı yapılıyor. Toplantının konuşmacısı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Dinleyenler arasında İl Başkanı Nail Gürman ve İrfan Gürpınar gibi isimler ile Keçiören, Sincan, Gölbaşı ilçelerinin belediye başkanları da var.
Baykal, tam 3 saat 15 dakika konuşuyor.
Konuşma devam ederken, Ankara İl Yönetim Kurulu Üyesi Ali Atayata el kaldırıyor. Baykal, önce görmezlikten geliyor. Israrla el kaldırmaya devam etmesi üzerine de Ali Atayata'yı sert bir dille azarlıyor.
Baykal, konuşmasını bitirdikten sonra soruyor:
- Sorusu olan var mı?
Kimseden ses çıkmaması üzerine, Ali Atayata'ya dönüyor:
- Herhalde sen bir soru soracaktın.
Atayata
da elindeki "Değişimin Gücü" isimli raporu göstererek, "Ben bununla ilgili bir soru soracaktım" diyor:
- CHP, Milli Mücadele'yi yapan Mustafa Kemal'in kurduğu bir parti. Mustafa Kemal'in partisine bu kitapçıkta yazan ifadeler yakışıyor mu?
Baykal
, sert bir dille cevap veriyor:
- Bu raporu, Kurultay'dan çıkan Merkez Yönetim Kurulu hazırladı. İşine gelirse kalırsın, işine gelmezse gidersin...
Baykal,
raporu eleştiren Atayata'ya kapıyı gösteriyor!
Atayata da hemen orada istifa dilekçesini hazırlayıp, CHP Çankaya İlçe Başkanı Hamdi Fidan'a veriyor.

***

Nereden nereye!..
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, bir dün gösterdiği tavra bakın; bir de bugünkü yaklaşımına. Dün, sahip çıktığı "açılımı" eleştiren partilileri azarlayıp kapıyı gösteriyor. Bugün İktidar'ın başlattığı "açılımı" yerden yere vuruyor.
Peki, hangisi doğru?..
Hangisi gerçek Deniz Baykal?
Cevabı çok zor bir soru karşımızda duruyor. Haydi bakalım, çıkın işin içinden çıkabilirseniz!