Tarihi 2 Haziran 2009

Mayınlı araziye yeni mayın

Suriye sınırındaki mayınlı arazi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Konunun TBMM'de ne şekilde düzenleneceği de henüz net değil.
Tartışmalar sırasında dikkatten kaçan çok önemli bir nokta var
Cevabı bulunması gereken soru şu:
Bu araziler sahipsiz değildi. Geçmişte tamamının sahipleri vardı. Ekiyor, biçiyor, işliyorlardı.
Devlet tarafından arazilerine el konuldu. Mayın tarlası haline getirildi. Şimdi eski sahiplerinin mirasçıları hak iddiasında bulunurlarsa ne olacak? Nasıl bir tablo ortaya çıkacak?
Kimse olayın bu yönüne bakmıyor.

***
TBMM'de Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanlığı yapan Kırıkkale eski milletvekili Sadık Avundukluoğlu, mayınlı araziler üzerinde bir çalışma yapıyor. Kilis'teki arkadaşları ile görüştü. Şimdi harıl harıl bu arazilerin eski tapu sahipleri aranıyor.
Avundukluoğlu, avukat olarak eski hak sahipleri adına davalar açmaya hazırlanıyor.
Sadık Avundukluoğlu, "İngilizler ellerine cetveli alıp, buraya çizgiyi çekmişler" dedi:
- "Burası sınır" demişler. Aileler bölünmüş.
Bir kısmı bu tarafta kalmış, diğer kısmı Suriye'de. Aile, Türk topraklarında, arazisi öbür tarafta kalmış. Savaş nedeniyle fakir düşen halk, kardeşinin öbür tarafta kalmasını dile getirecek gücü bile bulamamış. Kaldı ki, arazisine sahip çıksın.
Avundukluoğlu,
bu mayınlı arazinin kamulaştırıldığı kanaatinde olmadığını söyledi. Buraların devletin doğrudan el koyduğu araziler olduğunun altını çizdi.
Ardından da bir soru sordu:
- Şimdi birileri çıkıp, onlar adına hukuk mücadelesi başlatırsa ne olacak?
Sorusunun cevabını yine kendisi verdi:
- Gerisi çorap söküğü gibi gelecek. Dava üzerine dava açılacak.

***
Avundukluoğlu, tartışmalı arazilerinin sahiplerinin Tapu Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi'nde belli olduğuna dikkatleri çekti. Yapılacak en doğru işin arazilerin eski sahiplerine devri olduğunu savundu.
"Aksi halde"
dedi:
- Üzerlerindeki baskı ortadan kalkan arazi sahiplerinin mirasçıları, dava açıp arazilerini geri alabilirler, değerini kuruşuna kadar tahsil edebilirler.
Üstelik, Yargıtay'ın İçtihadı Birleştirme Genel Kurul kararları da bu yönde. 16 Mayıs 1956'da verilen içtihadı birleştirme kararında iki noktanın altı çiziliyor:
1) Taşınmazına istimlaksız el konulan kişi, "el atmanın önlenmesi davası" açabilir.
Yani, arazisini geri isteyebilir.
2) El konulan arazisinin bedelini talep edebilir. Bu bedel de taşınmazın dava tarihindeki bedeli olur.
Avundukluoğlu, iddialı:
- Mayınların temizlenmesi sonrası hak sahiplerinin açacakları dava Anayasa Mahkemesi'ne giderse, TBMM'den çıkarılacak kanun ne olursa olsun iptal edilir.

***
Yargıtay'ın 1956'da aldığı karar, yapılacak düzenlemelerin önünde önemli bir engel. Ayrıca, sıkıntı bu kadarla sınırlı da değil. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, iki önemli noktaya daha dikkat çekti.
1) Bu konuda halen devem etmekte olan davalar var.
2) Mayınlı arazi konusunda AİHM'e intikal etmiş davalar da bulunuyor.
Mayınlı arazilerle ilgili düzenlemeler tartışılıyor tartışılmasına daAsıl önemli nokta olan hukuki engelleri pek konuşan yok. Hukuk, mayınlı arazinin temizlenmesinin ardından yapılacak düzenlemelerin önüne yeni mayınlar döşüyor!
Eldeki veriler, bu pilavın daha çok su kaldıracağını gösteriyor.