Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 20 Şubat 2018

Kırk katır mı, kırk satır mı?..

ÖNCE Suriye Devlet Televizyonu tarafından ortaya atılan bir iddiaydı. Sonrasında resmi devlet açıklaması da geldi: Suriye rejim güçleri Afrin'e gireceklermiş...
Rejim güçlerinin Afrin'e girecekleri yönündeki rivayet eğer doğruysa, bu ortalığın ciddi şekilde karışması demek. Kimin elinin kimin cebinde olduğunun anlamanın zor olduğu Suriye meselesi, daha da içinden çıkılmaz hale gelecek yani. PYD/YPG ABD ile iş tutarken, onları kah müttefik olarak kullanan kah vatan haini ilan eden Suriye rejimi Rusya ve İran'a daha yakın gözüküyor. Rejim güçlerinin Afrin'e TSK ve ÖSO karşısında sürekli olarak gerileyen PKK/PYD/ YPG'ye destek olmak için girmek istedikleri, yaygın kanaat. Türkiye'nin terörle mücadele için Rusya ve İran'ın anlayışla karşıladıkları müdahalesine engel olmak niyetiyle oraya rejim güçlerinin gönderilmesi, mantıken sakat bir şey. Türkiye'nin terörle mücadelesinin toprak kazanmak için olmadığı açık iken, ülkemize yönelik işgalci ve benzeri resmi açıklamalar ise zaten anlamsız. Rejim güçlerinin teröristlerin yanında Türkiye'ye karşı savaşmak üzere mi, yoksa PYD/ YPG'yi Afrin'den uzaklaştırıp terör tehdidini ortadan kaldırmak için mi geleceği, cevabı bulunması gereken en önemli sorulardan birisi.
Esed'in bir ara 'vatan haini' ilan ettiği PYD/YPG'ye Suriye rejim güçleri ile yardım edebilecek hali olup olmadığını şimdilik bir kenara bıraksak bile, PYD/YPG'nin vaktiyle başı sıkışan Esed'den kopardığı Afrin Kantonu'na rejim güçlerinin girmesine razı olup olmayacağı da, bir başka önemli soru.
Rejim güçlerinin Afrin'e girmesi demek, PYD/YPG açısından ülkenin kuzeyinde oluşturmak için can attıkları terör koridoruna elveda manasına da gelir... Başı sıkıştığı için Afrin'i de PYD/YPG'ye 'emanet' etmek zorunda kalan Esed, hangi şekilde olursa olsun, ordusunu oraya gönderirse teröristlere güle güle demek zorunda çünkü.

​AFRİN'E HAZIR GİRMİŞKEN
PYD/YPG'den pek haz etmediği bilinen Esed'in, hazır girmişken Afrin'de hakimiyet kurmak isteyeceği, açık. Vaktiyle kimlik bile vermediği insanlar arasından PKK tarafından devşirilen ve sonrasında ABD'nin katkılarıyla uluslararası bir terör örgütü haline getirilip ülkesinin kuzeyinde hakimiyet kuran bir örgütten bahsediyoruz çünkü. Zeytin dalı Harekatı'nın Afrin ve havalisindeki terör hakimiyeti ortadan kaldırılmadan sona ermeyeceği, kesin. Bu açıdan bakıldığında, Suriye ordusunun PYD/YPG'yi oradan kovmadan Afrin'e girmesinin pratik herhangi bir anlamı zaten yok. Karmaşık bir denklemle karşı karşıyayız ve bundan sonra neler olabileceğini tahmin edebilmek te güç. Esed'in, ABD'nin menfaatlerine uygun olarak kullanabilmek için ülkesinin bir bölümünü hakimiyeti altına alan PYD/YPG'ye yardım için asker göndermesi, akla aykırı. Bu sadece Suriye'nin bölünmesine rıza göstermek değil, ABD emellerine hizmet manasına da gelir çünkü...
Terör tehdidi ortadan kalkmadan Türkiye Zeytin Dalı Harekatı'nı kesinlikle durdurmayacağına göre, eğer gelir ve teröristlerle beraber hareket ederlerse, rejim güçlerinin, meşru sebeplerle Zeytin Dalı Harekatını yapan Türkiye'nin muhatabı olması, kaçınılmaz... Türkiye ve ÖSO karşısında sürekli gerileyen PYD/ YPG, Afrin'de ABD tarafından yalnız bırakıldığı gibi, Suriye rejiminden darbe yeme ihtimali ile karşı karşıya...
Rejimin Afrin'e girmesi, PYD/ YPG'nin çıkmasını gerektirir... Aksi durum, terörün dolayısıyla Zeytin Dalı Harekatı'nın devamı demektir çünkü...
Açık olan, Suriye'nin de PYD/ YPG'nin de bir tür 'kırk katır mı, kırk satır mı?' durumu ile karşı karşıya oldukları...