Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Eylül 2017

Budizm; çiçek, böcek değil!..

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la Kazakistan seyahati dönüşü uçakta yaptığımız sohbetin detayları haber sahifelerimizde...
Acıyan yerlerimizden birisi olan Arakan'la ilgili olarak biraz daha derine inmekte fayda var.
Myanmar'da Müslümanların yaşadığı yerlerden birisi olan Arakan, buradan geçen boru hatları ve tespit edilen petrol ve doğalgaz sebebiyle aşırı önem kazanmış durumda.
Hindistan'ın bölünmesi sırasında, Müslüman ağırlıklı nüfusu sebebiyle Pakistan'a (şimdiki Bangladeş'e) bağlanması gereken bölgenin, muhtemelen ileride karışıklık çıkarabilmek niyetiyle, o zamanki adıyla Burma'ya bağlanması problemlerin başlangıcı.
Müslüman nüfusun bölünmeden çok önce buraya getirilen Bengallilerden oluşması, Budist Myanmarlıların itiraz noktası. Aslında dünyaya çiçekböcek edebiyatıyla reklamı yapılan Budizm'in karanlık yönleri ile karşı karşıyayız... Gerek birtakım aşırı Budist rahipler ve gerekse çeşitli bahanelerle Müslümanlara katliam uygulamaktan çekinmeyen silahlı kuvvetlere bağlı şiddet yanlısı Budistlerle...
Bölgede tespit edilen petrol ve doğalgaz, 2012'den sonra hızlanan bölgeyi insansızlaştırma yani aslında Müslümansızlaştırma projesinin temel sebeplerinden.
Küresel şirketlerin, provokasyonlar yoluyla Arakan'ı boşaltmaya niyetli olduklarına dair emareler de epey kuvvetli.
Radikal Budist çetelerin Müslümanlara yönelik saldırılarının yönetimi elinde bulunduran cunta tarafından desteklenmesi ve basit itirazların bile terör olarak değerlendirilip en katı şekilde bastırılması, Myanmar'da yaşanan sıradan olaylardan.
İşin özeti şu: Myanmar'ın Arakan (Rakine) bölgesinde yaşayan ve zaten ülkenin kuruluşundan beri çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya bulunan Arakan Müslümanları, bölgeyi terke zorlanıyorlar. Bütün bu zulüm ve katliamların arkasında da, belli ki gözleri enerjiden başka bir şey görmeyen küresel güçler var.

​YAPILABİLECEK OLAN...
Küresel güçler tarafından motive edilen Budist çeteler ve silahlı kuvvetler, kapalı rejimin kendilerine sağladığı imkanları sonuna kadar kullanmak suretiyle Müslümanları katlediyor ve bölgeyi terke zorluyorlar.
Müslümanların bir Budist kadına tecavüz edip öldürdükleri ya da bir karakola baskın yaptıkları gibi asayiş vakalarının bölge çapında olayların sebebi olarak gösterilmesi, akla provokasyon ihtimalini getiriyor.
Ülkede görünüşte siyasi bir iktidar olsa da, pek fazla söz hakları yok.
Bağımsızlıktan yani 1948'den beri askeri cunta tarafından yönetilen Myanmar, insan hakları açısından bakıldığında dünyanın en geri kalmış ülkelerinden birisi.
Arakan'dan geçen boru hatları ve bulunduğu rivayet edilen zengin petrol ve doğalgaz yatakları, ülkenin kapalı rejimi ile işbirliği halindeki küresel şirketlere belli ki müthiş fırsatlar sunuyor...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Bangladeş ziyareti ve yine Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Astana'da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında alınan kararlar, Arakan konusunda ümit veren gelişmeler.
Bangladeş'teki kamplara ve Arakan'a gönderilen yardımların süreklilik kazanması için atılan adımlar yanında her iki ülkede Türkiye tarafından çadır kentler kurulması da, öncelikli hedefler arasında.
Arakanlı kardeşlerimizin sıkıntılarının tümüyle halledilmesi konusunda Türkiye'nin başlattığı ve sürdüreceği girişimlerin neticesini beklerken dua etmekte de fayda var... Çünkü dünya Arakan'ı görmezden gelme konusunda ısrarlı...
Türkiye ise, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, yapılabilecek olanı yapıyor ve zor gözükeni yapabilmek için de gayret ediyor...