25 yıl ceza almasına sebep olan görüntüleri Enis Berberoğlu'nun kimden aldığı sorusunun gündeme getirilmesi, CHP'lileri kızdırıyor. Bu soru ile genel başkanlarının kast edildiği düşüncesiyle kumpastan, komplodan ve genel başkanlarının tasfiye edilmeye çalışıldığından bahsediyorlar.
Komplo ve tasfiye iddiaları ile ilgili komik taraf, AK Partili yöneticileri suçlama gayreti. Ancak, AK Partililerin Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başında bulunmasından memnun oldukları herkesce malum.
Enis Berberoğlu'nun herhangi bir suç işlemediği iddiasını sıklıkla gündeme getiriyor CHP'liler.
'Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak' suçundan ceza aldı Berberoğlu.
Ve CHP'lilerin 'Berberoğlu suçsuz' demelerinin herhangi bir karşılığı da yok.
Oysa laf cambazlığı yerine doğrudan 'Berberoğlu'na görüntüleri Kılıçdaroğlu vermedi' denilse, belki maksada kafi gelecek. Bunu yapmak yerine, 'Berberoğlu suç işlemedi denilmesi', akla başka ihtimalleri getiriyor çünkü.
Şaşkınlığın önemli taraflarından birisi de, genel başkanlarının Focus dergisindeki sözleriyle ilgili. Ağustos başlarında konu tartışılmaya başlanınca dergiyi yalanlamaya çalışmışlardı. Ancak bu yöndeki gayretler hedef değiştirmiş durumda.
Kamuoyunu ciddi şekilde rahatsız eden o sözleri ile alakalı olarak, belli ki özür dilemek niyetinde değil Kılıçdaroğlu. Habertürk'e konuyla ilgili söyledikleri de, yanlışta ısrar konusunda kararlı olduğunun göstergesi.
TÜY DİKMEK …
Şöyle demiş Kılıçdaroğlu: "107 Medya kuruluşunun hemen tamamında Focus Dergisi'ne yaptığım açıklamaları yaptım.
Ben hiçbir zaman, 'Alman turistler Türkiye'ye gelmesin' demedim. Her yerde söylediğim bir şeyi söyledim: 'Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.'...
Geçen yıl turistler geliyordu da ben konuştum diye mi gelmedi? Zaten gelmiyordu." Focus dergisine geri adım attırmak için günlerce uğraşıp netice alınamayınca söylenmek zorunda kalınan sözler bunlar. Ve 'ben zaten hep öyle yapıyordum' demeye getirilmesi de, özrü kabahatinden büyük sözünü hatırlatıyor.
Kılıçdaroğlu'nun aynı konuşmada yer alan "Geçen yıl turistler geliyordu da ben konuştum diye mi gelmedi? Zaten gelmiyordu" şeklindeki sözleri için de ancak 'tüy dikmek' tabiri kullanılabilir...
Ruslarla yaşanan problemler, terör olayları ve başka bazı sebeplerle 2016'da turist sayısında bir düşüş olduğu ve bunun Kılıçdaroğlu'nun konuşması ile bir alakası olmadığı, doğru.
Ancak, Alman turistlerin Kılıçdaroğlu'nu takmadıkları ve takmayacakları açık olsa da, ülkemize en çok turistin geldiği Almanya'daki bir dergide yayımlanan, 'Türkiye'ye gelmeyin, can ve mal güvenliği yok' şeklindeki sözleri anlayabilmek çok zor.
Tam da turist sayısının yükselmeye başladığı 2017 Temmuz ayına denk getirilen bu açıklama, ülkemizi köşeye sıkıştırma amacı güden bazı Alman siyasetçiler ve medya gruplarını memnun etmek açısından faydalı olmuştur herhalde.
Ancak turizmimizle ilgili olumsuz bir netice doğurmuş olsun ya da olmasın, ana muhalefet partisi genel başkanı tarafından, Türkiye'de can ve mal güvenliği olmadığı şeklinde sözler söylenmesinin büyük bir hata olduğu, çok açık.
CHP'liler önümüzdeki uzun Kurban Bayramı tatilinden istifade ile, bu ülkenin partisi olduklarını hatırlayıp, ona göre bir siyaset belirleseler, hepimiz için iyi olacak...
