Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 25 Mayıs 2017

Demokratik kazanımlar...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti kongresinde söylediği "Bir yandan demokratik kazanımlarımızı ileri taşırken, diğer yandan kalkınma alanında daha büyük hamleler başlatacağız" cümlesi, ülkemizin bundan sonrasının yol haritası gibi.
Cumhurbaşkanımızın, "Demokratikleşme alanında hedefimiz; ülkemizin ve dünyanın değişen şartları ışığında her kesimden, her yaştan, her meşrepten insanımızın hak ve özgürlükler bakımından kendisini daha güvende hissedeceği bir Türkiye inşa etmektir" cümlesi de, demokratikleşmeden ne anlaşılması gerektiğinim açıklaması sadedindeydi.
Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü olmadığı ve dolayısıyla demokrasimizin eksiklikle malul olduğu, son senelerde Türkiye'ye yönelik en önemli eleştirilerden birisi. İfade ve basın özgürlüğü konusunda var olduğu ileri sürülen eksikliklerin, hakikaten medyanın işleyişi ile mi alakalı olduğu ise en önemli mesele.
Son yıllarda art arda yaşanan olumsuz birtakım gelişmeler sebebiyle, bu gelişmelerden sorumlu olanlar haricinde sıkıntı çekenler de olmuştur belki. Ancak ülkemizde özgürlüklerin eksik olduğu iddialarının, doğrudan ülkemiz ve yöneticilerine düşmanca davranışlar içinde olanlarla ilgili olduğunu bilmek gerek.
Türkiye'nin bundan sonraki yol haritasının belirleyici unsurlarından birisi olarak öne çıkan demokratik kazanımların ileri taşınması konusunda daha değişik beklentileri olanlar var. Her ne yaparlarsa yapsınlar normal karşılanması ve kesinlikle müeyyidelerle karşılaşmamaları gerektiğini düşünüyor bu kesim.
Önümüzdeki dönemin diğer belirleyici unsuru olan 'Ülkemizin kalkınma alanında daha büyük hamleler başlatması' konusunda da farklı düşünceleri var bunların. Kendi ayaklarımız üzerinde durabilmek yerine hep başkalarına muhtaç olmamız gerektiğini savunuyorlar.
Bu kesimin tasmalarını ellerinde bulunduranlar, böyle yapmalarını emrediyor çünkü.
Ülkemize ve yöneticilerine düşmanca davranan ve hukuk kurallarını hiçe sayan bir yapı bu. Kendilerini bu ülkenin sahipleri olarak kabul ediyor ve halkın oylarıyla işbaşına gelen kadroları da meşru kabul etmiyorlar akılları sıra.

O KADAR DA DEĞİL!..
Galiz hakaretlerden başlayıp, terör örgütlerine yardım ve yataklık ve hatta düpedüz ihanet manasına gelebilecek türde yayın yapmalarına göz yumulması, hatta destek olunması gerektiğini düşünüyorlar.
İfade ve basın özgürlüğünün eksik, hatta hiç olmadığı iddiaları, Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehditleri yok sayan ve dahası bu tehditlere belirli ölçüde katkıda bulunanların ileri sürdükleri bir iddia.
Toz dumana bulanmış ortamda, hakikaten bu tür özgürlüklerin eksik olduğuna delil teşkil edebilecek örnek olayların olup olmadığını anlamak bile mümkün değil. Çünkü, Türkiye'nin birliği, beraberliği ve karşı karşıya bulunduğu tehditler konusunda herkes gibi davranmak yerine, ülkemizi karıştırmak isteyen ve bu uğurda terör örgütlerine gizli-açık destek olan medya mensupları ve kuruluşları var.
Dışımızdaki bazı mihraklarla iş tutan bu medya kuruluş ve mensuplarının, amansız bir düşmanlık besledikleri AK Parti kadrosunu iktidardan indirebilmek için akla hayale gelmedik atraksiyonlar yaptıkları açık bir gerçek.
Önümüzdeki dönemde artmasını beklediğimiz demokratik kazanımlar, birilerinin bunları ülkemizin gelişmesi ve ilerlemesini engellemekte kullanabilecekleri seviyede olmayacağı için yine de eleştirilecektir, şüphesiz...
Ancak, böylelikle Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü yok yaygaralarının, aslında ülkemizi köşeyle sıkıştırmak için kullanıldığı bir kez daha ortaya çıkmış olacaktır.