Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 23 Mayıs 2017

Birilerinin işi artık çok zor!..

Birilerinin işi artık çok zor!..

Mevzuatın gerektirdiği şekli ayrılığın sona ermesiyle neticelenen AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, ülkenin her tarafından Ankara'ya akan insan seliyle muhteşem bir tablo yaşandı. Salonun içini ve etrafını hınca hınç dolduran insanımız, bir yandan önemli bir tarihi olaya şahitlik ederken bir yandan da içinde yer almış oldu.

Ankara Arena'da ve tabii çevresinde oluşan muhteşem tablonun asıl önemi, milletimizin kendisi gibi inanan, kendisi gibi yaşayan yani kendisi gibi Milli ve Yerli olana verdiği hesapsız desteği göstermesi. O gün orada bulunanların çoğu salona giremeyeceklerini bile bile oraya gelmişlerdi çünkü.

Diğer siyasi partilerin de ders almaları gereken bir tablo bu. İnsanımızı hor görmeyi, onlara hayat tarzı telkin etmeyi bırakıp milletimizin seviyesine ulaşmaya çalışırlar belki. Başka türlü ülkemizin geleceğinde yer alabilme şansları yok çünkü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşma, ülke olarak nereden geldiğimize, halen nerede olduğumuza ve bundan sonra nerelere gitmemiz gerektiğine dair, üzerinde dikkatlice durulması gereken bir konuşmaydı.

Cumhurbaşkanımız, eskilerin deyimiyle 'efradını cami, ağyarını mani' konuşmasında, kendisinin, AK Parti kadrolarının ve dolayısıyla ülkemizin bundan sonraki yol haritasını çizdi adeta.

Sahici bir liderin, önemli bir tarihi dönemeçte yıllardır beraber yürüdüğü insanlarla buluşmasında yapılan bu konuşma, işlerin bundan sonra nasıl yürüyeceğine dair önemli esaslar içeriyordu. Şurası açık ki, Türkiye'nin genelinde olduğu gibi AK Parti'de de bundan sonra işler çok daha değişik yürüyecek.

Doğrudan ilgilenmek…

AK Parti'yi kuran, geliştiren ve zaferde zafere taşıyan Recep Tayyip Erdoğan, şüphesiz ki bu parti ile ilgili olarak asıl belirleyicilerden birisi oldu her zaman. Ancak, dolaylı ilgilenme ile doğrudan ilgilenme arasındaki farka önümüzdeki günlerde hep beraber şahit olmaya başlayacak ve muhtemelen çok daha çarpıcı gelişmelerle karşılaşacağız.

Son yıllarda yaşamak zorunda kaldığımız olayların arka planına yaptığı atıflarla, bu gelişmelerin hiç de kendiliğinden olmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanımızın, "Kim dönerse dönsün biz dönmeyiz bu yoldan" cümlesi ile başlayan sözleri, bundan sonrasının en önemli işaretlerinden birisiydi herhalde:

"İster 3 Kasım 2002'de olduğu gibi Meclise sokmasınlar, ister 2008'de olduğu gibi partimizi kapatmaya çalışsınlar, ister 2013'te olduğu gibi sokakların altını üstüne getirsinler, ister 15 Temmuz'da olduğu gibi darbe yapıp canımıza kastetsinler. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz."

Türkiye'yi teslim alma ya da en azından zayıflatma girişimlerine başarılı bir şekilde karşı durmuş bir liderin bu sözleri içimizdeki beyinsizlerin gelişmeleri Türkiye temelli değerlendirmeleri açısından bir çağrı aslında.

Ülkesine yabancılardan emanet alınmış at gözlükleriyle bakanların verdiği zarar, dışımızdakilerin doğrudan saldırılarından daha da vahim çünkü.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Nerde Kalmıştık?' sözü de, uykusundan uyanıp şöyle bir silkinen devin, bundan sonra hızlı adımlarla yoluna devam edeceğinin işareti.

Cumhurbaşkanımızın konuşması, özellikle yeminli düşmanı gibi davrananlar tarafından iyi okunmalı. Çeşitli mülahazalarla ülkemize ve milletimize kötülük yapmaya çalışanlara yönelik ciddi uyarılar içeriyor çünkü.

Çeşitli kılıflar arkasında saklanıp, aslında şedit birer yasakçı oldukları halde güya özgürlük naraları atan, ama esas hedefleri ülkemizi başkalarının boyunduruğuna sokmak olan birilerinin işleri bundan sonra iyice zorlaşacak.