Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 18 Nisan 2017

Hepimiz kazandık...

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle ilgili anayasa değişikliğini milletçe oyladık ve kabul ettik. Yenilenin güreşe doymayacağı sözünün gereği olarak hazmetmekte güçlük çekenler olsa da, netice ortada...
Mesele şu ki, taraftar olanı ve karşı olanıyla hepimiz birlikte kazandık aslında.
Makul ve mantıklı gerekçeler yerine, konuyla alakasız argümanlar üzerinden 'hayır' kampanyası yapanlar da kazandılar yani. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sadece 'evet' diyenlere değil, hepimize 'iyi gelecek' çünkü.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın aylardır tartıştığımız ve nihayet oylayıp kabul ettiğimiz yeni sistemle alakalı olarak söylediği şu sözler, konunun net bir özeti:
"Biz şu anda zaten yoldayız. Şimdi vites değiştirerek daha hızlı bir şekilde gideceğiz... Artık Türkiye'de Allah'ın izniyle patinaj olmayacak. Her alanda Türkiye çok daha önemli adımları, çok daha büyük adımları atmak üzere muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak, hiç endişeniz olmasın." 2002'de kişi başına üç bin dolar civarında olan milli gelirimizi on bir bin dolara çıkaran lider ve kadro, gelecekte yirmi, hatta otuz bin dolar kişi başına milli gelir seviyesinin bir hayal olmadığını söylüyorlardı.
Bunun yolunun da ayaklarımızdaki prangalardan kurtulmaktan geçtiğini vurguluyor ve bunun için çalışıyorlardı. Sonunda oldu ve prangaların önemlilerinden kurtulduk, elhamdülillah.
Artık tarihe karıştığını söyleyebileceğimiz Parlamenter Sistem'in adeta yerimizde saymamız, hatta mümkünse geriye gitmemiz üzerine kurulduğunu anlamak için çok zeki olmaya gerek yok.
Koalisyonların, dışarıdan müdahalelerle kurulan ve çökertilen zayıf hükümetlerin, cumhurbaşkanlığı seçimi krizlerinin, darbelerin, muhtıraların ve Yargı üzerinden oluşturulmaya çalışılan baskıların, bize bugünkü varlığımız kadarına hatta daha fazlasına mal olduğu, çok açık.

NE YERLERSE YESİNLER...
Demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi kavramları çok sık kullanan bir zihniyetin, insanımızın en tabii haklarını elinden aldığı baskı ve yasaklarla dolu yıllar, çok da uzak değil. Failler gücü ellerine tekrar geçirebilirlerse aynı şeyleri yapacakları konusunda da, şüphe yok.
Aynı zihniyetin modernlik ve çağdaşlık şarkıları söylerken bir yandan da bunların gereği olan adımları atmamak ve atılmaya çalışıldığında karşı çıkma alışkanlığı, berdevam. Memleket için atılacak adımlara karşı çıkmalarının arka planında mutlaka ama mutlaka Batı kaynaklı yönlendirmeler olması işin en vahim tarafı.
Türkiye'nin ancak Batılı güçlerin izin verdiği ölçüde gelişmesi, bunun dışında ve hele onları rahatsız edecek adımlar atmaması gerektiği, adamların anayasası nerdeyse. Yeni Havalimanı, Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi dev projelere bakışları, kafalarının nasıl çalıştığının en açık örnekleri.
Bütün bunların geride bırakılması için en önemli adım artık atılmış durumda.
Şimdi sıra, ülkemizi daha ilerilere artık daha hızlı bir şekilde taşıyacak sistemle ilgili kanuni düzenlemeler yapılmasında.
16 Nisan, 'evet' diyeni ve karşı çıkanıyla 80 milyon olarak hepimizin kazandığı bir yarıştı. 'Teslim ol kurtul' mantığı ile ülkemizin Batı'ya kul köle olmasını savundukları için 'hayır' diyenler açısından yapılabilecek pek bir şey yok. Onlar ne yerlerse yesinler yani...
Ama karambole getirilerek 'hayır' demiş olanlara konunun esasının detaylı bir şekilde anlatılması ve onların da kazanılmaları, önemli bir husus.
Ülkemizin vites değiştirmek suretiyle hızlanmasının meyvelerinden hep beraber istifade edeceğiz çünkü...