Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 16 Şubat 2017

Senede bir gün...

İstanbul'dan hareket ettiğimizde hafiften atıştıran bir kar yağışı vardı. Cumhurbaşkanımızla beraber Körfez gezisine katılacak heyette bulunanların çoğu, Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan'da sıcak bir hava ile karşılaşacaklarını düşünüyorlardı muhtemelen.
Ancak ilk durağımız olan Bahreyn'in başkenti Manama'ya vardığımızda yağmur karşıladı bizi. Ertesi gün Manama sokaklarında attığımız kısa tur sırasında bölgeyi iyi tanıyan Yeni Şafak yazarı Hikmet Genç, şaşkındı. 'Bahreyn'de herhalde senede bir gün yağmur yağar. Biz de ona denk geldik galiba' sözü ona ait.
Bahreyn'e senede bir gün yağan yağmura denk gelmeyi buradan sonraki durağımız Riyad'da unuturuz diye düşünüyorduk ki, orada da yağmur karşıladı bizi. Bölgeyi iyi bilenlerin yorumları yine aynıydı: 'Riyad'a çok az yağmur yağar, o da size denk geldi.' Ancak gezinin bundan sonraki durağı Katar'ın başkenti Doha'ya da yağmur içinde indiğimizde işin rengi değişti.
Yorumlar yine benzer şekildeydi:
"Doha'ya çok az yağmur yağar, o da size denk geldi." Üçü de normalde sıcak olması beklenen başkentlerin hepsinde yağmurla karşılaşınca, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve heyetinin bölgeye rahmet gelmesine vesile olduğu yorumunda bulunmak düştü bizlere de...
Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan seyahati, bu ülkelerle olan münasebetlerin daha da geliştirilmesine yönelik. Bu ülkelerde bulunan işadamlarımızdan bazılarıyla yaptığımız görüşmeler, münasebetlerin ve tabii ki iş hacminin gelişmesi konusunda oldukça ciddi bir potansiyel olduğuna işaret ediyor.
Yapıları gereği ihtiyaç maddelerinin büyük bir bölümünü ithal eden ülkeler bunlar. Ve ihtiyaç duydukları kalemlerin büyük bir bölümünü ülkemizden temin etmemeleri için de bir sebep yok.
Yine her birisi adeta birer şantiye görünümünde oldukları için de, başta inşaat olmak üzere birçok sektör açısından da oldukça cazip yerler.

Potansiyel yüksek

Cumhurbaşkanımızın seyahati, bu ülkelerle aramızda bulunan mevzuatla ilgili bazı engellerin aşılması açısından, önemli. Ancak konu bununla da sınırlı değil. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Katar'da da inşaat başta olmak üzere, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren kuruluşlarımız var.
Bunların iş hacimlerinin gelişmesi ve tabii sayılarının artması, sadece bizim için değil, bu ülkeler için de faydalı.
Hemen yakında bulunan Türkiye'nin bu ülkelerin ihtiyaçlarını iye belirleyip buna uygun girişimlerde bulunması ve böylelikle onlarla daha fazla iş bağlantıları kurulması, çok da zor olmayan bir şey. Hele de, Cumhurbaşkanımızın konuya olan ilgi ve katsısı bu kadar canlı iken.
Bu ülkelerin nelere ihtiyaç duydukları, bunları nerelerden temin ettikleri ve bu hususta nelere dikkat ettikleri konusunda ciddi çalışmalar yapmak gerek herhalde.
Böylelikle yakınlık avantajını da kullanacak ülkemiz özel sektörünün bu ülkelerle aramızdaki ticaret hacmini çok daha yukarılara çıkarması, işten bile değil.
Bu ülkelerle ilgili gelecek vaat eden ilişkiler sadece özel sektörle sınırlı değil tabii. Aynı şekilde savunma sanayi başta olmak üzere ülkemiz kamu sektöründeki birçok kuruluş açısından da, ciddi bir pazar ve belki de potansiyel ortak olarak bakılabilir bu ülkelere...
Son gezi de, bunun böyle olduğunu gösterdi zaten...
Cumhurbaşkanımızın rahmet vesilesi olan yağmur eşliğinde gerçekleşen seyahati, ülkemiz ve bölge ülkeleri için hayırlar getirir