Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 23 Ocak 2017

Ne cevap verecekler?

Anayasa değişikliğinin kabul edildiği gecenin sabahında, grubuna seslenirken: "Her CHP milletvekilinin, gelecekte çocuklarına, varsa torunlarına gururla: Biz sizin, bu ülkenin geleceği, şanlı bayrak için her türlü mücadeleyi göze aldık" diyeceğini söylemiş Kılıçdaroğlu...
15 Temmuz Gecesi'ni Atatürk Havalimanı'ndaki darbe girişimcilerine karşı çıkmak yerine, onların müsaadesiyle ayrılıp gittiği bir evden 'izlemekle' geçirmişti Kılıçdaroğlu.
Yukarıdaki sözler, 15 Temmuz gecesi ayağına kadar gelen 'lider olma' şansını tepmiş birisi için bir teselli belki. Ama, tıpkı o geceyi darbe girişimcilerine karşı çıkmanın yollarını aramak yerine olup bitenleri izlemekle geçirmek gibi, grupta söylediklerinin de karşılığı yok. CHP milletvekillerinin çocukları ve torunlarının gelecekte sorabileceği başka sorular da var.
Bunlardan en akla yakın olanı şöyle:
'Türkiye'de yapılmakta olan bir yönetim biçimi değişikliğine ısrarla karşı çıkmak yerine, neden katkıda bulunmaya ve daha sağlıklı olmasını temine çalışmadınız?..'
Konu mevcut durumun özelliklerine bakılarak bütün yönleriyle değerlendirildiğinde, geriye bakanların öncelikle böyle bir soruyu sormaları gerekir çünkü...
CHP'nin sürece neden katkıda bulunmadığı, aslında günümüzde de aklı başında birçok insan tarafından sorulan ya da sorulmaya çalışılan, ama cevabı alınamayan bir soru. Özellikle de Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından doğrudan seçilmesi sonrasında ülkemizin yönetim sisteminde bir değişiklik gerektiği, herkesin üzerinde ittifak ettiği bir esas olduğuna gore, bunun bir şekilde olacağını herhalde biliyorlardı. Hele de parlamentodaki sandalye dağılımı bu kadar netken...
Sayısal olarak güçlerinin yetmeyeceğini bildikleri halde, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne geçişi ümitsiz bir şekilde engellemeye çalıştılar, bu doğru. Ancak neden karşı oldukları konusunda dile getirebildikleri, 'haklı ve yerinde' denilebilecek nerdeyse tek bir argümanları bile olmadı CHP'lilerin, şu ana kadar.

Çarpıtmaya devam

Anayasa değişikliği sürecinin ilk günlerinde yeni sistemin ülkeyi böleceği yalanına sarıldı CHP'liler. Mensupları ve sözcüleri, terör olayları ve ekonomiye yönelik girişimlerin sistem değişikliği ile ilgili olduğunu ve vazgeçilmesi halinde duracağını bile söyleyebildiler.
Yönetim sistemi değişikliğini rejim değişikliği, yürütmedeki çift başlılığı kaldırmak ve işleri hızlandırmak için atılan adımları diktatörlük olarak yutturmaya çalıştılar sonra...
Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri, CHP'nin ne olduğu iyi bilinen konulardaki çarpıtma girişimlerini bundan sonra da sürdüreceğini gösteriyor. Yani herkesin çok iyi anlayabileceği 18 maddeyi, insanlara çarpıtarak anlatmaya ve milletimizin hayır demesini temine çalışacaklar yine...
CHP'lilerin çocukları ya da torunları da, ülkemizin yeni sistemde daha hızlı bir şekilde geleceğe doğru yol aldığını müşahede edecekler büyük ihtimalle.
O zaman da, Kılıçdaroğlu'nun umduklarını söylemek yerine, asıl sorulması gerekenleri soracaklardır...
Kılıçdaroğlu ve ekibi, henüz referandum süreci başlamamışken şu 18 maddelik anayasa değişikliğini tekrar tekrar okumalı... Çünkü referandum sürecinde de oluşturmaya çalıştıkları algılar üzerinden kampanya yapmaya kalkışırlarsa, çocuklarına ve torunlarına anlatabilecek bir şeyleri olmayacak CHP'lilerin.
Çocukları ve torunlarının sorularına verebilecek cevap bulmakta epey zorlanacaklarını da hatırlatmış olalım bu arada...