Derken bir şeyler oldu. Türkiye'ye neler yaşatılmaya çalışıldığını Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan öğrenen Milletimiz şahlandı ve harekete geçti.
Bundan sonraki 12 saatte yaşananlar ise kelimenin tam manasıyla unutulması kesinlikle mümkün olmayacak türden şeylerdi..
Darbeye karışma ihtimali olan bazı birliklerin önlerine iş makinaları ve ağır araçlar park edildi bir anda.
Başta emniyet binaları olmak üzere kritik mekanlara giden yollarda da aynı şeyler yaşandı. Normalde tanklara ve zırhlı araçlara saygı ile yol veren Milletimiz, onlara yollara dar etti o gece.
Önüne yatarak tankları durdurmaya çalıştı kimileri. Kimileri de, nasıl işe yaramaz hale getirileceği konusunda hızlandırılmış kurslar alıp, egzoslarına giysilerini tıkayarak durdurdular o devasa savaş makinelerini.
Genci ihtiyarı, kadını erkeği, kapalısı açığı ile meydanlara koşan Milletimiz, ölüm kusan uçaklar, helikopterler ve tanklar karşısında tırsmadı. Aksine, karşılarındaki kitlenin kararlılığını gören teröristler tırstı.
'Oklavayla F-16 kovalayan teyzeler' devreye girmişti o gece.
Elindeki demir parçası ile yüksek bir binanın tepesine çıkıp yakından geçeceğini umduğu F-16'ya atlayıp onu ele geçirmeyi düşünebilen bile vardı.
Başkomutanın emri olduğu için meydanları, sokakları dolduran Milletimiz, zor gibi gözükeni gerçekleştirdi ve tanklarıyla toplarıyla gelen üniforma giymiş teröristleri püskürterek Milli İrade'yi korudu.
Kahramanlar ve hainler...
Şimdiki adıyla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Çengelköy, Atatürk Havalimanı, Vatan Caddesi ve İstanbul'un çeşitli bölgeleri yanında, Ankara'da Genelkurmay'da, Kızılay'da, Beştepe'de tankların önüne çıkarak, aralarından şehitler ve gaziler vermelerine rağmen korkusuz bir şekilde milli irade düşmanlarına karşı duran kahramanlar işin bir tarafındaydı.
Kahramanlar için mesele Milli İradeyi asker elbisesi giymiş teröristlere teslim etmemekti ve etmediler.
15 Temmuz'un hainleri de vardı. Ve bütün hainler gibi alabildiğine korkaktı bunlar. Uçakları, helikopterleri ve tankları ile ölüm kusarak ülke yönetimini ele geçirmeye soyunan hainlerin en temel problemi, bulundukları yerlere hak etmeden gelmiş olmaları ile yakından alakalıydı.
Korkak hainler, çalınan sorularla girdikleri askeri okulları hak etmeden bitirdikleri gibi, omuzlarında da yine hak etmedikleri rütbeleri taşıyorlardı.
Ve aslında hak etmedikleri halde F-16 ya da helikopter pilotu olarak geçinen ve bildikleri tek şey de, o savaş makinelerini Milletimize karşı nasıl kullanabileceklerinden ibaret olanlar da vardı muhtemelen.
Cumhurbaşkanımıza suikast niyetiyle gittikleri Marmaris'te yüz geri edildikten sonra kaçan ve ardından yakalananların ıslanmış kedi yavrularına benzer halleri, FETÖ mensuplarının liyakatsizliklerinin en açık örneklerinden birisi.
Mensup olabilmek için uzun ve zorlu bir eğitim gerektiren bu özel birliklerin elbisesini giyip poz verme konusunda başarılı oldukları kesin.
Ancak bulundukları yerlere hep kayırılarak geldikleri için bu birliklerin temel esprisi olan hayatı idame konusunda pek bir şey öğrenmedikleri anlaşılıyor FETÖ mensuplarının...
İnsanımızın ne kadar kahraman olduğu hakkında da bilgi sahibi değillerdi belli ki. Ancak şimdi biliyorlar...
