Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 15 Şubat 2016

Oradan öyle mi gözüküyor?..

Önceden pes perdedeydi ama şimdilerde PYD ve YPG konusunda güzellemeler yapma kervanına ABD de açıktan katılmış durumda. Suriye krizinin başından beri takındığı anlamsız tavır bunun böyle olduğunu zaten ortaya koyuyor olsa da, zaman zaman 'Türkiye'yi anladıkları' yönünde açıklamalarla durumu idare etmeyi tercih ediyorlardı.
Ancak işler iyice kızışmaya başlayınca 'bulundukları yerden bakınca YPG'yi terör örgütü olarak görmediklerini' söyleyiverdiler nihayet.
Aslında konu önemli olmasa, ABD'li yetkililere 'oradan öyle mi gözüküyor?' deyip geçmek gerek. Ama Suriye düğümünü çözebilecek en önemli aktörlerden birisinin bu miyop tavrı, bunda sonrası için de ölümler ve sürgünler demek.
ABD'nin tavrı bildik 'benim teröristim iyidir' mantığının bir uzantısı. Yoksa onlar da PKK-YPG bağlantısını ve bu ikilinin bölgede oynadığı rolü bal gibi biliyorlar.
Ancak belli ki YPG'nin oynadığı role açıktan ihtiyaçları var. Bunun sadece PYD'nın DAEŞ'le çatışan bir kara gücü olması meselesinden ibaret olmadığının da herkes farkında.
Zaten bu örgütün DAEŞ'le olan geçmiş ilişkileri ve aralarında yaşanan çeşitli paslaşmalar başlı başına bir muamma. Ve olup bitenler birlikte değerlendirildiğinde Rusya ve İran gibi ABD'nin de bölge ile ilgili gizli bir ajandası olduğunu düşünmemek imkansız hale geliyor.
Konuya Türkiye'den bakışta da sıkıntılar olduğu malum. HDP'nin mecburi taraftarlığına CHP'nin ikircikli tutumu da eklendi. Yakın tarihte yaşanan birçok olayı çarpıtan bazı CHP'li isimlerin, Esed'in 2012'den sonra denkleme ilave ettiği YPG-PYD için tarihi bir derinlik arama peşine düşmeleri, gelişmenin son perdesi.
Kırk katır mı, kırk satır mı?..
Rusya ve İran'ın YPG merakını anlamak mümkün olsa da, ABD'nin konu ile ilgiyi merakının kodları henüz çözülebilmiş değil. Çünkü bu iki ülke ile kapışma halinde olan ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde bir PKK-PYD koridoruna sıcak bakması tuhaf bir durum. O zaman akla, ABD'nin işi zora sokarak Türkiye'yi bazı şeylere mecbur etmeye çalışıp çalışmadığı sorusu geliyor.
Esas mesele, PYD-PKK zihniyetinin bu zamana kadar yaptıkları iyi biliyor olması gereken ABD'nin, bölgede sadece kendileri gibi düşünenlerin yaşamasına müsaade eden PKK-PYD işbirliğini bundan sonrasının karışıklık garantisi olarak görüp görmediği.
100 yıl önce çizilen planların artık işe yaramadığının anlaşıldığı bir dönemde bölgeye bundan sonraki yüz yılı kaybettirme hesapları mı yapılıyor sorusu galiba en önemli sorulardan birisi.
Dikine duramayan bölge insanının tamamı, bir şekilde kendilerine muhtaç olunan yabancıların sadece insani mülahazalarla buralarda olmadığının farkında muhakkak... 'Geçici' olarak kurulduğu zannedilen ittifakların başa bela olmaya devam edeceğinin de...
İş işten geçti mi, söylemek zor. Ama hariçten bölgeye gelenlerin Suriye halkının çektikleri ve çekebilecekleri konusunda hassas olmadıkları ortada... Suriye halkının karşı karşıya bulunduğu hal kırk katır mı, kırk satır mı tercihinde bulunmaya zorlanmaktan bile vahim yani...