Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 1 Aralık 2015

Elçi'nin faili meçhul kalmasın...

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve avukat arkadaşlarının, çatışmaların durdurulması çağrısı için düzenledikleri basın toplantısı, tesadüfi denilebilecek bir çatışmanın ortasında kaldı ve olanlar oldu. Tahir Elçi'nin vefatı ve iki polisin şehadeti ile neticelenen olay, gerçeklerin değil, fırsattan istifade oluşturmaya çalışılan algıların tartışıldığı bir ortam doğurdu yine.
Olay duyulur duyulmaz, beklenen oldu ve kurulmuş zemberekler gibi devleti, hükümeti, güvenlik güçlerini suçlamaya başlayanlar devreye girdi. HDP çevreleri ve onların tartışmasız destekçileri, Tahir Elçi'nin kısa bir süre önce bir televizyon programı sırasında sarf ettiği "PKK bir terör örgütü değildir" şeklindeki sözlerini hatırlattılar hemen. Dertleri, Elçi'nin bu sözleri sebebiyle bir suikasta kurban gittiğini ima etmekti. Ancak, çatışmaların durması çağrısı yapan Elçi ve arkadaşlarının sadece devlete değil, belki de daha çok PKK'ya seslendiğini unutmuş gözüktüler.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun olaydan hemen sonra yaptığı açıklama son derecede açık ve netti oysa: "Olay, Tahir Elçi'ye bir suikast olabileceği gibi, çatışma sırasında iki ateş arasında kalmasından da kaynaklanmış olabilir... Olay mutlaka açıklığa kavuşturulacaktır... Bizim dönemimizde faili meçhul kalmaz, kalmayacaktır." Kısa bir süre önce güvenlik kuvvetleri ve teröristler arasındaki bir çatışmada zarar gören Diyarbakır'ın önemli sembollerinden 4 Ayaklı Minare önünde hayatını kaybeden Tahir Elçi'nin ölüm sebebi, ensesinden giren bir mermi. Basın toplantısı sırasında onlarca gazeteci ve kendisini korumakla görevli polislerin olduğu bir sırada yaşanan olayla alakalı birçok görüntü de mevcut. Ancak Elçi'nin kim tarafından ve nasıl vurulduğu ile alakalı herhangi bir netlik yok.

Suikast mı, değil mi?..

Elçi'nin, bulundukları taksiyi durduran polislerden birisini şehit edip diğerini yaralayan ve toplantının yapıldığı sokaktan kaçan teröristlerle çıkan çatışmada mı, yoksa kaçanlara destek olmak için etraftan ateş açanlar tarafından mı vurulduğu, şimdilik belirsiz.
Olayın açıklığa kavuşması açısından en önemli husus, Tahir Elçi'nin ölümüne sebep olan mermi çekirdeğinin bulunması. Ancak, savcılık tarafından avukatların da katılımıyla yapılmak istenen olay yeri incelemesi, çevreye yerleşmiş bulunan terör örgütü mensupları tarafından iki kere engellendiği için sağlıklı bir çalışma yapılabilmiş değil.
Otopsi raporunun ortaya koyduğu bir başka husus, Elçi'nin yakın mesafeden vurulmadığı.
Bu da, Tahir Elçi'nin çatışma sırasında o çevreden kaçan teröristlere destek atışı yapılması sırasında vurulmuş olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. O çevrede bulunanların, olay yerinin incelenmesine izin vermemek için gösterdikleri gayret de, bu ihtimalin göstergesi. Elçi'yi vuran mermi çekirdeği bulunursa düğüm çözülecektir çünkü.
Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP yetkililerinin yapması gereken, Rahmetli Tahir Elçi'yi kimin vurduğunu ortaya çıkaracak çalışmalara yardımcı olmaktı. Bunu yapmak yerine, ayrılıkçı nutuklar atmayı tercih ettiler. Faili meçhulleri aydınlatmak için yıllarını harcamış olan Tahir Elçi'nin katli, faili meçhul kalmamalı oysa...