Seçimler öncesi, kazanma şansı olmayan partilerin gerçekleştirecekleri iddiası ile birtakım vaatlerde bulunmaları da o hesap.
Sırtlarında yumurta küfesi bulunmadığı için, tam tabiriyle 'uçuk' vaatlerde bulunmanın onlar açısından herhangi bir mahzuru yok nasılsa. Ama zaten iktidarda olan ve yapılacak seçimde de büyük bir ihtimalle tekrar iktidara gelecek bir partinin vaatlerinin hesaba kitaba dayalı, ölçülü olması gerekir. Nasıl olsa vaatlerini uygulama noktasına gelemeyecek partilerin durumu ile, kaçınılmaz olarak verdiği sözleri tutmak durumunda kalacak olan partinin durumu aynı değildir yani. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin seçim beyannamesinde, CHP'nin bildirgesinde yer alan vaatleri taklit ettiğini ileri sürmüş. 1 Kasım seçimlerine katılacak hemen her partinin, birbirine benzer konularda vaatlerde bulunuyor olduğu hesaba katılırsa, bu durumda Kılıçdaroğlu'nun da kendisinden önce seçim bildirgesi açıklayan partileri taklit ettiğini söylemek gerekecek. Kaldı ki, vaatlerin birbirine benzerliği açısından geriye doğru bir silsile takibi yapılacak olursa, CHP'nin vaatlerinin ucunun önce Genç Parti'ye, sonrasında BTP'ye uzanacağını, birilerinin Kılıçdaroğlu'na hatırlatması şart. Kaldı ki 7 Haziran'da ancak yüzde 25 oy alabilmiş ve 1 Kasım'a yönelik hedefini yüzde 27 ile sınırlandırmış bir partinin liderinin söylediklerinin sadece vaat; 7 Haziran'da yüzde 41'le açık ara birinci olmuş ve 1 Kasım'da tek başına iktidar olmayı bekleyen bir partinin liderinin söylediklerinin ise ancak ve ancak yapacakları olduğunu da hesaba katmamış.
Asgari ücret, emekliler, gençler, çiftçiler ve toplumun hemen tüm kesimleri ile alakalı olarak Kılıçdaroğlu'nun ve diğerlerinin söyledikleri 'belki' manasına bile gelmezken; Davutoğlu'nun söyledikleri kesinlik kazanmış şeylerdir çünkü.
2 KASIM MÜJDELERİ
AK Parti'nin 1 Kasım'da tek başına iktidara gelmesi çok büyük bir ihtimal. Aksi durumda bile, kurulacak muhtemel bir koalisyonun lokomotif partisi olacağına göre, AK Parti'nin seçim bilgirgesinde yer alan vaatlerin hemen tamamının, 2 Kasım sonrası gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakmak gerekiyor.
Yani 2 Kasım itibariyle, asgari ücretin 1.300 TL olması yanında; gençler, çalışanlar, emekliler, çitfçiler ve toplumun çeşitli kesimleriyle alakalı olarak AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun açıkladıklarının tümü gerçekleşmek mecburiyetinde.
Her bir sözün ekonomiye getireceği yükler olduğu ve bu yüklerin Türkiye'nin gelişmesini bazen negatif yönde etkileyeceği de muhakkak.
Bu yüzdendir ki, ince elenip sık dokunmuş ve her bir sözün karşılığının nasıl ve nereden bulunacağı ile ilgili detaylı hesapların yapılmış olduğu vaatlerle karşı karşıyayız...
Hülasa: Davutoğlu'nun söyledikleri vaatler silsilesi değil; 2 Kasım müjdeleri...
