Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 6 Ekim 2015

Şimdi sıra bizde...

7 Haziran'da ne olduysa oldu ve sadece ülkemizde değil; Bosna'da, Üsküp'te, Tiran'da, Filistin'de, Şam'da ve İslam coğrafyasının birçok bölgesinde yaşamakta olup, Türkiye'deki gelişmeleri büyük bir heyecanla takip eden insanları da üzüntüye sevk eden bir gelişme yaşandı...
7 Haziran seçim sonuçları AK Parti'nin tek başına iktidarı kaybetmiş olmasından başka anlamlar da taşıyordu çünkü. Konu bir hükümet kurulması ve Türkiye'nin yoluna devam etmesi olsaydı, mesele yoktu. Ancak yakinen şahit olduğumuz gibi, AK Parti'yi tek başına iktidardan edebilmek için çeşitli mihraklarla işbirliği içerisinde bulunan üç parti, kendi aralarında bir hükümet kuramadıkları gibi, AK Parti ile kurulabilecek bir koalisyona da çeşitli sebeplerle 'evet' diyemediler.
CHP, MHP ve HDP'nin kendi aralarında hükümet kuramamış ve aritmetik olarak mümkün olduğu halde AK Parti ile bir koalisyona girmemiş olmaları ile alakalı onlarca sebep sayılabilir. Bu sebeplerin her birisi kendi çapında anlamlıdır şüphesiz.
Ancak bu partilerin, üçünün beraber ya da içlerinden birisinin AK Parti'yle beraber hükümet kurmaları durumunda, kendilerine destek olan dış ve iç çevrelerin muhtemel bazı taleplerinden çekinerek mi yük altına girmekten kaçındıkları, önemli bir konu. Çünkü AK Parti karşıtı dış ve iç çevrelerin esas derdinin ülkemizin sağladığı gelişmeleri durdurmak ve mümkünse eski hale dönüş olduğunu biliyoruz. Söz konusu dış ve iç çevrelerin, bu üç parti üzerindeki etkileri de malum...
7 Haziran sonrası akla gelen en kötü ihtimal, CHP, MHP ve HDP arasında kurulacak bir koalisyon idi. AK Parti'nin CHP ya da MHP ile kuracağı bir koalisyona olumlu bakanlar yanında, kuvvetle muhtemel dayatmaları sebebiyle, bu partilerden birisiyle kurulacak bir koalisyonun da Türkiye için hiç iyi olmayacağını düşünenler çoğunluktaydı. Diğerleri vaat; AK Parti'ninki 'söz'. Şöyle veya böyle, Türkiye artık 1 Kasım genel seçimlerine doğru yürüyor.
7 Haziran öncesi, 'AK Parti aslında diğer partilerin ekonomik vaatlerinden daha iyisini yapabilir, ama nedense yapmak istemiyor' diyerek gönül koyanlar vardı. Kazanımlardan memnun olmakla beraber bundan daha öte beklentileri sebebiyle ve tabii başka sebeplerle oy vermemeyi düşünenler de...
1 Kasım seçimlerine yönelik olarak milletvekili aday listelerinde büyük bir değişiklik gerçekleştiren AK Parti, geçtiğimiz Pazar günü de Genel Başkan Davutoğlu'nun sunumuyla Seçim Beyannamesi'ni açıkladı. Diğer partilerin söylediklerinin sadece vaat olduğu; AK Parti'nin söylediklerinin ise kesin sözler manasına geldiğini hepimiz biliyoruz. 1 Kasım Seçimleri'nin tek başına iktidar adayı olan bir partinin söylediklerine de, 'vaat' değil, 2 Kasım sabahı itibariyle hayata geçirilecek hususlar denilebilir ancak.
Ümit edilen fazlalıklar ve başka başka sebeplerle 8 Haziran sabahı karşımıza çıkan tablo; birçok olumsuzluğun yanında, kazanımlarımızın da elimizden gidebileceği endişesi ile tanıştırmıştı hepimizi.
AK Parti, üzerine düşeni yaptı; şimdi sıra bizlerde...