Biz de halkın oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanlarını, Başbakanları, Bakanları, milletvekillerini gözaltına aldık.
Yargıladık.
Hatta astık.
Büyük acılar yaşandı.
Özellikle 27 Mayıs 1960'ta ve 12 Eylül 1980'de…
Darbe yapanlar yıllarca yönetimde kaldı.
Ama şimdi darbeciler yargılanıyor.
Anlamı büyük.
Çünkü tankların bir daha seçim sandıklarını hedef alamayacağını gösteriyor…
***
Mısır ilk kez sandığa gitti.
İlk kez darbeyle değil, halk iradesiyle bir Cumhurbaşkanı seçildi.
Şimdi o Cumhurbaşkanı yargılanıyor.
Bu görüntü Türkiye'ye hiç yabancı değil:
Mursi'nin iktidara gelişi.
Dışarıdan güdümlü ordunun benzin ve yiyecek kuyruklarıyla altını oyması.
Milli Savunma Bakanlığına atadığı General El Sisi'nin darbe yapıp onu gözaltına aldırması.
Yargılama.
Üstelik idam talebiyle.
Hepsi çok benzer...
***
Ama bir fark var.
Muhammed Mursi çok cesur.
Mahkemeye götürülürken üzerine mahkum elbisesi giydirilmesine karşı çıkıyor.
Salona girdiğinde yerinde oturan ve küstahça konuşan yargıca "ayağa kalk" diyor "Karşında seçilmiş Cumhurbaşkanı var."
Bununla da yetinmiyor:
"Beni yargılayamazsın. Beni bırak darbecileri yargıla. Yoksa bir gün ben seni yargılayacağım" diye meydan okuyor.
***
Yassıada ve Mısır'daki yargılama süreçleri benziyor, ama üslup farklı.
Menderes, son derece saygılı, nazik bir şekilde konuşuyordu.
Onu yakından tanıyanlar, zarif bir siyasetçi olduğunu söylüyorlar.
Mursi ise meydan okuyor.
Peki bu fark neden?
***
Çünkü darbeden bir gün önce yüz binlerce kişinin peşinden koştuğu Menderes gözaltına alındığında, ülkede çıt çıkmıyor.
Demirel'in deyimiyle , bir cam bile kırılmıyor!…
Oysa Mursi öyle mi?
Arkasında meydanlar var.
Tutuklandığı andan itibaren milyonlarca kişinin doldurduğu meydanlara güvendiği için rahatça "meydan" okuyabiliyor Muhammed Mursi.
Orduya, yargıya kafa tutuyor.
***
Tabi bugünün medya imkanları o dönemde olsa Menderes de en iyi şekilde kullanabilirdi.
Bilseydi ki bir "direnin" twitiyle Taksim'i, Kızılay'ı yüzbinler dolduracak, o mahkeme heyetini yerinden zıplatırdı herhalde.
Oğlu Aydın Menderes arkadaşımdı.
Yıllarca sohbet ettik, röportajlar yaptık. Geçmişteki travmalara, yaşadığı acılara karşın darbecilerin güçlü olduğu dönemlerde bile hep son derece korkusuz ve keskin açıklamalar yapardı.
Yani babasından aldığı genetik miras güçlüydü.
Halkın hiçbir tepki göstermediğini, kendi kaderine terk edildiğini gören Menderes, lüzumsuz cesaret gösterilerinde bulunmak yerine "akıl çizgisinde" kalıp nezaketle kendisini savunmayı tercih etti.
Ama karşısındaki "kaba güç" kendi ülkesinin Başbakanını asarak, Türkiye'yi dünyaya rezil etti…
***
Mursi çok cesur.
Çünkü biliyor ki, bir gün gelir o yargıcı da darbecileri de yargılarlar.
Biliyor ki, halk canı pahasına da olsa onu bırakmayacak.
Kendisi de halkını bırakmıyor.
"Ayağa kalk yargıç" diyor, "karşında seçilmiş Cumhurbaşkanı var…"