Kararların "oy birliği" ile alınması önemli.
Karşı çıkan, muhalefet şerhi yazan üye yok.
"Sanıklar" dün itibariyle "mahkum" oldu, dolayısıyla paşalar rütbelerini yitirdi.
Sırada Ergenekon var.
***
Gündemdeki soru şu:
Bu kararlar uygulanırken ne kadar indirim yapılacak?
Cezanın 5'te 2'si mi, 4'te 3'ü mü infaz edilecek?
Buna infaz savcılığı karar verecek.
"Örgüt" davalarında infazın 4'te 3 oranında gerçekleştiği belirtiliyor.
Eğer "örgüt" değilse 5'te 2 infaz yapılıyor. Ayrıca iyi halden dolayı son 1 yılda "denetimli serbestlik" tanınıyor. Yani mahkum son 1 yılı dışarıda geçiriyor.
Peki bu davada hangisi uygulanacak?
Yargıtay 9. Ceza dairesinin "örgüt" yapılanmasını kabul ettiği, "darbeye teşebbüs"ü "terör" suçu olarak gördüğü, o nedenle hükmedilen cezaların 4'te 3'ünün infaz edileceği bildiriliyor.
Ancak sanık avukatları buna karşı çıkıyor. Davanın "terör örgütü" suçlamasıyla açılmadığını, dolayısıyla cezanın 5'te 2 oranında infaz edilmesi gerektiğini savunuyorlar.
Önümüzdeki günlerde başlıca tartışma konularından birinin infaz süreleri olacağı anlaşılıyor…
***
Mahkumların Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı bulunuyor.
Ancak başvuruların "mahkumiyet" kararının alınmasından itibaren 1 ay içerisinde yapılması gerekiyor.
Sonuca itiraz edilemiyor, ama insan haklarına uygun "adil yargılama" yapılmadığı gerekçe gösterilebiliyor.
Anayasa Mahkemesi eğer başvuruyu haklı görürse, Yargıtay'ın bir kez daha dosyayı incelemesi mümkün oluyor.
Peki başvuru haklı görülmez, reddedilirse…
İşte o zaman mahkumiyet kararı onaylananların önünde son bir seçenek kalıyor:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmak…
***
Davaya ilişkin bazı kısa notları da aktaralım:
MHP Milletvekili Engin Alan'ın 18 yıl hapis cezası onandığı için Meclis'e dönmesi imkansız hale geldi.
Genelkurmay eski 2. Başkanı Ergin Saygun rahatsızlığı nedeniyle tahliye edilmişti. Onun da cezası onandı. Saygun için Cumhurbaşkanı tarafından affın gündeme gelebileceği öne sürülüyor.
***
Bir başka ayrıntı:
Dijital veriler.
Yargıtay'ın bu konudaki tartışmayı bitirdiği; hem ses kayıtlarını, hem de çok tartışılan CD'leri "delil" olarak kabul ettiği anlaşılıyor.
***
Şimdi gözler Ergenekon davasına çevrilmiş durumda.
Balyoz ile Ergenekon aynı değil, ama paralel yürüyen davalar.
O nedenle Yargıtay'ın Ergenekon davasında da mahkeme kararlarını büyük ölçüde onaması bekleniyor…
