Mehmet Çetingüleç

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Tarihi 19 Şubat 2013

Boşnaklar, Kürtlere MİSAFİR OLUYOR

Son günlerde Türkleri ve Kürtleri "etnik ayrımcılık" tuzağına düşmekten kurtaracak önemli gelişmeler yaşanıyor.
Geçen hafta BDP'liler "Türkiye'nin tamamı ile kucaklaşmak" için Karadeniz turuna çıkmıştı.
Gezinin ilk durağında "çiçeklerle karşılanmak" BDP milletvekilleri için sürpriz oldu.
Ertuğrul Kürkçü, -Türk milliyetçiliğinin güçlü olduğu- Çorum'dan başlayan ve Karadeniz illerini de kapsayan gezi ile ilgili şaşkınlığını şöyle dile getiriyor: "Epeydir çiçeklerle karşılanmıyorduk. Biber gazı etkisi uzun sürdü. Şimdi çiçek etkisini deneyeceğiz hep beraber..."
***

Gerçi dün gezinin Sinop ayağında olaylar çıktı. Ama yine de BDP'lilerin Türklerle kucaklaşmak için özel bir çaba göstermeye başlaması, barış umudunu artıran bir gelişmedir.
Gültan Kışanak'ın parti toplantılarında Türk bayrağına yönelik "saygı" gösterileri de yeni bir iklim oluşturmanın ön şartı olan "ortak değerleri güçlendirmek" adına önem taşıyor.
***

Bu süreçte sadece BDP Milletvekili Sırrı Sakık'ın Meclis'te "öfkeyle" yaptığı bir açıklama "talihsizlik" olarak nitelendirilebilir.
Sakık, Boşnak bir aileye mensup olduğunu söyleyen CHP'li Birgül Ayman Güler'in açıklamalarına tepki gösterirken "Sonradan bu ülkeye gelenler, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz" demişti.
Bu tür tepkiler "yanlışı yanlışla düzeltmek" anlamına geliyor.
Ama neyse ki, "öfke"nin gölgesinde yapılan açıklamaları düzeltmek için hızla yeni adımlar atılıyor.
***

Kısa bir süre sonra; 8 Mart'ta İzmir'den bir Boşnak heyeti Diyarbakır ve Mardin'e gidecek.
AK Parti İzmir Milletvekili ve Balkan Federasyonu kurucusu Rıfat Sait'in organize ettiği seyahate İzmir ve Bursa'dan Boşnak folklor ekipleri, müzisyenler ve işadamları katılacak.
Rıfat Sait, 3 günlük seyahatin amacını anlatırken "Çanakkale'de bir Kürt ile Kosovalı şehidin mezarı yan yana.
Bize ne oluyor ki, anlaşamıyoruz"
diyor.
Tarihin kaynaştırdığı insanları ayrıştırma çabalarına karşı akıllıca bir adım.
***

Etnik milliyetçilik; insanlığın gelişimine katkı sunamayanların ilkel duygularla beslediği, provokasyonlar açık bir ayrımcılıktır.
Çünkü gelişmiş toplumlarda insanlar artık etnik aidiyetlerine göre değil, "düşünme-üretme kapasiteleri" ve "refaha katkıları" ile önemseniyor.
Biz hala en az 200 yıl geride kalmış lüzumsuz bir çekişme ile zaman kaybetmeye devam mı edeceğiz?...
***

Aslında tüm bu sorunların temeli ekonomi.
Acaba Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar değil, 30 bin dolar olsa bugünkü sorunlar yaşanır mıydı?
Düzenli bir işi ve iyi bir geliri olan gençleri dağa çıkarmak mümkün mü?
Uludağ'da kayak yapmak varken, Kandil'e çıkmayı kim ister?
Silahları susturduktan sonra kafa yorulması gereken nokta işte budur:
Psikolojik rehabilitasyon çalışmalarıyla birlikte ekonomik refahın artırılması.
Tabi bu sadece devletin işi değil.
İşadamlarının da yavaş yavaş "biz sürecin neresinde nasıl bir rol oynayabiliriz" diye kendini sorgulama ve "barış için atılan cesur adımlara" katkıda bulunma zamanıdır...