Kurumun uzmanları dahi kesin bir sonuca varamamışken, Savcı'ya 380 sayfalık rapor gönderip "Kararı siz verin" demek topu taca atmaktan başka bir şey değil...
Raporda "ölüme neden olabilecek bir zehir tesbiti yapılamadı" diyeceksiniz.
Ayrıca ölümün kalp krizinden de olmadığını belirteceksiniz.
Sonra Savcı'ya "Neden olduğunu siz bulun" diyeceksiniz.
Şaka gibi.
Nereye çekersen çek.
Mezar açıldı, vücudundan parçalar alındı, günlerce incelendi, doğrulama testine tabi tutuldu.
Sonuç: Özal'ın neden öldüğünü "açıklamayan" bir rapor... Öyle anlaşılıyor ki, bu rapor yeni komplo teorileri üretmekten başka bir işe yaramayacak...
Herkesin kafası bulanmış durumda.
İlk tepkiyi Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ vermiş ve "şahsen kafasının daha çok karıştığını" söylemişti.
Dün medya yöneticileriyle yıllık basın toplantısında bir araya gelen MHP lideri Devlet Bahçeli de benzer bir değerlendirme yaptı:
"Kabrinin açılması kararını benimsemediğimizi, merhum cumhurbaşkanımızın ruhunu inciteceğini söylemiştik. Adli Tıp Kurum herkesin kafasını karmakarışık edecek bir sonuç açıkladı: Zehir var, ama zehirlenmedi, dedi. O zaman nasıl hakkın rahmetine kavuştu?" İşte günün sorusu bu:
Madem zehirlenmedi, madem kalbi de sağlamdı o zaman hakkın rahmetine nasıl kavuştu?
Öyle görünüyor ki, önümüzdeki günler bu soruya yanıt aramakla geçecek.
Hatta bu iş daha da büyüyebilir.
Devlet Denetleme Kurulu'nun raporu...
Savcı'nın soruşturma açması... ...Ve şimdi de bir Meclis Araştırması gelebilir...
Çünkü MHP lideri Devlet Bahçeli, kafa karışıklığının giderilmesi için Hükümetin bu konuya el atıp kapsamlı bir araştırma yapmasını önerdi.
Eğer hükümet Meclis Araştırması'na karar verirse, MHP'den açık destek geleceği anlaşılıyor...
Sadece Özal'ın ölümü mü?
Aynı yıl bombalı suikaste kurban giden Uğur Mumcu için de yeni bir Meclis Araştırması yapılacak gibi görünüyor.
MHP'li Tuğrul Türkeş, geniş kapsamlı bir öneride bulundu zaten: 1993 yılında meydana gelen tüm ölümlerin ve olayların araştırılmasını içeren bir önerge hazırladı.
Böyle bir öneriye ne iktidar partisi "Hayır" der, ne de Güldal Mumcu'nun da mensubu olduğu ana muhalefet partisi.
Özetle şunu söyleyebiliriz:
Yeni bir araştırmanın sinyalleri geliyor.
Daha kapsamlı, çok ses getirecek büyük bir araştırma...
